Kangurunun Yaşam Döngüsü

BeReNN

Alyam?
Özel üye
Kangurunun Yaşam Döngüsü Nasıldır - Kanguru Hakkında Bilgi - Kanguruların Genel Özelliği - Kangurular Nerede Yaşarlar

Kangurugiller (Macropodidae) ailesinden memeli hayvan.
Keselilerin tipik bir biçimi olan kanguru, güçlü kuyruğunu dayanak olarak kullanmasıyla tanınır. Kanguru adıyla çok çeşitli biçimler belirtilir. Kanguru fareleri, ağaç kanguruları ve çok tanınan büyük kangurular. Ailenin Macropodidea olarak adlandırılması bu hayvanların büyük bacaklı olmalarından kaynaklanır ve bu bütün kanguruların genel özelliğini oluşturur. Kuyruğunun gelişme derecesi ve işlevi değişkendir.

Kanguru farelerinin kuyruğu tutunmaya, ağaçların gövdelerine ve kayalara tırmanarak çıkmaya yarar, bir tavşan büyüklüğünde olan bu hayvanlar, bir ağacın dallarının çatallandığı yerde yaptıkları bir yuva ya da deliğe sığınırlar, bunlar otlamak için yere inen otçul hayvanlardır. Yalnızca Tasmanya da ve Avustralya nın güneydoğu kıyısına yakın yerlerde bulunurlar ve sayıları giderek azalmıştır. Ağaç kangurularında kuyruk, hayvanın yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği ağaçlarda daldan dala atlarken, denge organı görevini yapar; yerde ise, yerde yaşayan büyük kangurular gibi sıçrayarak ilerlemelerine yardımcı olur. Ağaç kanguruları Avustralya da yayılmışlardır. Arka bacakları ve silindir biçimindeki kalın kuyruğu üstüne sağlam bir biçimde oturmuş olan büyük kızıl kanguru, Orta Avustralya bozkırlarında yaşar. Bu 1.60 m yüksekliğiyle günümüzde yaşayan keselilerin en büyüğüdür, gövdeye doüru büküm yerinden kıvrılmış ön bacakları, tavşanınkine benzeyen bir başı vardır. Büyük kızıl kanguru sağlam yapısı ve dingilliği, kaslı kuyruğunkiyle güçlendirilmiş çok uzun bacak kemikleri sayesinde dikkate değer bir sıçrama yeteneği kazanmıştır; 1 m boyunda olan kuyruk, 10 m ye erişe bilen yörüngeyi dengelemek için bir denge organı olarak da iş görür. Büyük kangurular, otçul kara hayvanlarıdır.

Kangurular, yukarı doğru açılan, ana karnına bağlı büyük cep biçiminde bir kesesi bulunan tipik keselilerdir. Ana ya öbür memelilerde olduğu gibi bir etenle bağlanmış olmayan dölüt yalnızca 2-5 haftalık bir gebelik süresi sonunda tam gelişmesini tamamlamadan doğar. Çoğu kez, annenin memelerinden dağa çok sayıda olan bu az gelişmiş yavrular doğum sırasında dişinin karmaşık olan üreme kanallarını geçici bir açıklık ya da yalancı döl yatağı yoluyla terk ederler ve sonra kendi başlarına hiç yardım görmeksizin güçlü tırnakları ile tutunarak ananın ana nın tüyleri arasındaki keseye kadar giderler. Ana ise kendi tüylerini yalayarak yolu işaretlemekle yetinir. Güçsüz düşmüş bir halde keseye ulaşan ilk yavrular dairesel ağızlarıyla hemen bir memeye tutunurlar. Daha sonra gelenler boş meme bulamazlarsa çok geçmeden ölürler. Memeye bir vantuz gibi yapışmış olan ve büyük kızıl kangurunun boyu 20 mm yi geçmeyen yavrusu kısa sürede büyür; burnuyla solunum yapar ve 1-2 ay sonra anadan ayrılıp kendi başına yaşamaya başlar.
 
Top