• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Hücre Zarı nedir ? Hücre Zarı Resimleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
Hücre zarı ya da hücre membranı hücrenin dış kısmında bulunan molekülleri özelliklerine göre hücre içine alan veya dışarı bırakan katmandır.

hucre-zari-yeni.jpg


Hücre zarını ayırarak doğrudan analizlerden önce hücre zarının moleküler yapısı hakkındaki kuramlar dolaylı kanıtlara dayanır. Yağda eriyen maddeler hücre zarından kolayca geçebildiği için Overton (1902) hücre zarının ince bir lipit tabakasından yapıldığını ileri sürmüştür. GorterGrendel (1902) hücre zarının iki lipit molekülü kalınlığında bir tabaka (bilayer) olduğunu ileri sürmüşlerdir. Geçirgenlik yüzey gerilimi elektrik ve kimyasal özelliklerini göz önünde bulundurarak Danielli ve Davson 1935'de hücre zarının simetrik zar modelini teklif etmişlerdir. Bu modele göre zarın yapısında tek tabakalı iki protein yaprağı arasında lipit molekülleri vardır. Lipit moleküllerinin polar uçları (hidrofilik kısımları) dışa doğrudur ve protein tabakalarıyla örtülüdür. Moleküler yapıyla ilgili ikinci model Robertson (1959) tarafından teklif edilen asimetrik zar modelidir. Asimetrik zar modelinde ortada iki molekül kalınlığında lipit tabakası iki tarafında da tek molekül kalınlığında protein tabakası vardır. İki model de birbirine benzemekle arasındaki fark; birinci simetrik modelde ortadaki lipit molekül sırasının veya tabakasının kalınlığı belli değildir. Yani iki veya daha fazla lipit molekül sırasının bulunup bulunmadığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Oysa asimetrik modelde ortadaki lipit moleküllerinin sayısı sadece ikidir. İki model arasında ikinci önemli fark lipit tabakasının iki yanındaki protein tabakalarının simetrik modele simetrik asimetrik modele ise kendisine eklenen yeni elementlerden dolayı sitoplazma tarafındaki protein tabakasının dıştaki protein tabakasından belli kimyasal farklar göstermesi yani asimetrik oluşudur. Daha sonraları ortaya çıkan teori ise Danielli-Davson'un modelidir. Danielli-Davson'a göre lipit moleküllerinin polar hidrofilik uçlarının koyu bölgeleri şekillendirdiği polar olmayan hidrofobik yağ asidi zincirlerinin açık renk bölgeleri şekillendirdiği düşünülmektedir. Bu modellerde hücre zarı fosfolipit elementlerin kimyasal özelliğinden dolayı iki tabakalı görülür. Bu üç tabakalı yapı plazma zarı dışında hücrenin sitoplazmada bulunan tüm zarlı yapılarında da görülmektedir. Danielli-Davson ve Robertson modelleri hücre zarının elektriksel ve pasif geçirgenlik özelliklerini açıklamak yeterlidir. Bununla beraber zardaki protein1972 yılında Singer ve Nicolson tarafından hücre zarının tüm özelliklerin açıklayan bir model ileri sürülmüştür. Böylece mozaik zar modeli ya da akışkan-mozaik zar modeli 1966 yılında Singer ve Lenard tarafından ortaya atılmasına rağmen 1972'de yayınlanmıştır. Bu modelde fosfolipit tabakaları daha önceki modellerdekine benzer şekilde hidrofilik başları zarın yüzeyine doğru hidrofobik kuyrukları ise içe doğru sıralanır. Asıl farklılık proteinlerin dizilişinde görürlür. Bu modelde proteinler zarın hem iç hem dış yüzeyinde mozaik şekilde dağılırlar ve devamlı bir tabaka meydana getirmezler. Hücre zarında bulunan zar proteinleri; bu modelde yağ tabakasının her iki yüzünde olan ekstrinsik proteinler yağ tabakasının içine gömülmüş olanlar ise; intrinsik proteinler olarak kabul edilmiştir. Bir lipit denizinde yüzen protein ve glikoproteinlerden yapılmış almaç denilen özel bölgelerle dışarıya açılan bir model olarak mozaik zar modeli günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.

Moleküler yapısı

Hücre zarının moleküler yapısı hakkında bilgiler kimyasal analizlerden yaşayan hücrelerin yüzey gerilimi elektrik ve geçirgenlik özellikleri gibi farklı fizikokimyasal özelliklerinden antijenik özelliklerinden polarizasyon X-ışını difraksiyonu ve elektron mikroskobu gözlemlerinden elde edilmiştir.

Elektron mikroskobuyla yapılan çalışmalarda hücre zarlarının ortada açık renk bir tabakayla ayrılan iki koyu tabaka olmak üzere üç tabakalı bir yapı olduğu gösterilmiştir. Bu yapı Danielli-Davson ve Robertson tarafından bildirilen modellere uygundur. Bu modelde fosfolipithidrofilik başları zarın yüzeyine doğru hidrofobik kuyrukları ise içe doğru sıralanır proteinler zarın hem iç hem dış yüzeyinde mozaik şekilde dağılırlar ve devamlı bir tabaka meydana getirmezler. Akışkan zar modelinde zar hareketsiz değildir birbirine zayıf bağlarla bağlı olan bireysel lipit molekülleri lateral olarak hareket edebilirler. Buna göre herhangi bir molekül belli bir zamanda belli bir pozisyonda bulunurken birkaç saat sonra tamamen farklı bir pozisyonda bulunabilir. Lipitlerin hareketi en fazla kolesterol içermeyen zarlarda görülür. Proteinler de belli sınırlar içinde lateral olarak hareket edebilirler. Fakat proteinlerin hareketi lipitlerinkinden daha azdır. Lipit yapraklarını baştan başa kat eden iki yüze de açılan zar proteinleri şekillerine göre kabaca ikiye ayrılır. Bunlar; çubuk şeklinde ve küre şeklinde zar proteinleridir. Bu proteinler hücre dışı moleküller olarak reseptör görevinde ve bağışıklık sisteminde yabancı maddeleri tanımada rol oynarlar. Hücre zarında bulunan zar proteinleri; yağ tabakasının her iki yüzünde olan ekstrinsik proteinler yağ tabakasının içine gömülmüş olanlar ise; intrinsik proteinler olarak bilinir. İntrinsik proteinler karanlıkta 1/3'ü oranında aydınlıkta ise ½'si oranında zar içine gömülüdür. Ekstrinsik proteinler sulu ortamla temas halinde bulundukları için hidrofilik aminoasitleri intrinsik proteinler ise bir tarafları yağ tabakasına gömülü olduğu için bu kısımlarına hidrofobikaminoasitleri sulu ortamla temas halinde olan diğer taraflarında ise hidrofilik aminoasitleri taşırlar.

Hücre zarında çekirdek zarında bulunan porlar bulunmaz. Hücreye giren besinleri ve hücreden çıkan atık maddeleri; zar geçirgenliği üç tabakalı moleküler diziliş ve özellikle proteinden oluşmuş almaçlar (reseptör) ile elektriksel yükün de önemi olduğu düşünülmektedir. Bir hücre zarından zardan her türlü madde geçebiliyorsa bunlara geçirgen (permeabl) hiçbir maddeyi geçirmiyorsa geçirgen olmayan (impermeabl) ya da geçirimsiz bazılarını geçiriyor ve bazılarını geçirmiyorsa da seçici geçirgen (semipermeabl) hücre zarı denir.

Tekhücreli bir canlıdaki hücre zarında bir yara oluşursa bu yara yeni bir zarla hemen kapatılır bu yeni zara plazmalemma denir.

Yan yana duran iki hücrenin sitoplazma zarları arasında 150-200 Å (angstrom) genişliğinde hücrelerarası bir alan vardır. Bu alan hücreleri birbirine yapıştıran bir madde ile doludur. Hücre zarı girintili çıkıntılıdır. Bu yapı hücreler arasında adezyonu ve aynı zamanda hücreler arasındaki dokunma yüzeyini artırır.

Plazma zarının sitoplazmaya bakan yüzünde zar elemanları bulundukları noktalara demirleyen sitoiskelet elemanları yer alır. Sitoiskeleti oluşturan elemanlar şunlardır:

* Mikrofilamenteler
* Kalın filamentler
* Mikrotübüller

Mikrofilamentler ve mikrotübüller reseptörlerin kontrolünde iş görürler. Mikrofilamentler kasılarak reseptörlerin hareketini idare ederler. Mikrotübüller ise demirleme elemanlarıdır. Reseptörleri tutarlar veya serbest bırakırlar. Ve hücrede bir yoldur madde alışverişi yapan organeldir.stoplazmada yer alır.

Hücre zarının kimyasal yapısı

* Zar lipitleri
* Fosfolipit
* Glikolipit
* Sterol
* Zar proteinleri
* Zar karbonhidratları bulunur.

Hücre zarının morfolojisi

Elektron mikroskobunda hücre zarı oldukça basit yapıda görülür. İki koyu ve bir açık renk olmak üzere üç tabakalı görülen yapıya üç tabakalı veya unit zar birim zar denir. Bu tabakaların kalınlığı 75-100 Å arasında değişir. Lipitlerin hidrofobik kuyrukları açık renk görülür. Lipitlerin hidrofilik uçlarıyla proteinler birlikte koyu çizgiler oluşturur.

1- Glikokaliks

2- Hücre zarı farklılaşmaları (Desmosomlar)(Desmosomes Cell Junctions Cell Attachments)

* Aralarında farklılaştıkları hücrelerin benzer veya farklı oluşuna göre:

OtodesmosomlarHomodesmosomlarHeterodesmosomlar (Hemidesmosomlar)

* Hücre yüzeylerinde dağılışlarına göre:

Makular desmosomlarZonular desmosomlar

* Simetri durumuna göre:

Simetrik desmosomlarSimetrik olmayan desmosomlar

* İki hücre yüzeyinin elemanlarının desmosom yapısına katılamalarına göre:

Sinsisyal desmosomlar Basit desmosomlar Gelişmiş desmosomlar

Vikipedi özgür ansiklopedi
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Hücre Bölünmesi - Hücre Bölünmesi Nedir

Hücre bölünmesi tek hücreli canlıların çoğalması çok hücreli canlıların büyümesi erkek ve dişi eşey hücrelerinin meydana gelmesi için gerekli biyolojik olaydır. Bir hücrenin bölünebilmesi için belirli bir büyüklüğe ulaşması ve nükleik asitlere sahip olması gerekmektedir. Canlılar dünyasında

* Amitoz (Amitozis).
* Mitoz (Mitozis)
* Mayoz (Meiosis)

olmak üzere üç farklı tip bölünme vardır. Tek hücreli canlılarda bölünme genellikle amitoz çok hücrelilerde ise mitoz ve mayoz ile görülür.

Amitoz
Genellikle tek hücrelilerde görülen bu bölünmeyle o türe ait birey sayısı artar. Amitoz bölünme yapan hücrelerin önce çekirdeği uzar çekirdeğin uzamasıyla çekirdekçik de uzayıp boğumlanarak ikiye ayrılır. Bunu sitoplazma bölünmesi takip ederek bir hücreden iki yeni yavru oluşacak şekilde bölünme gerçekleşir. Amitozda çekirdek zarı kaybolmaz kromozomlar belirmez sentriyoller iğ iplikleri oluşmaz. Tek hücreliler dışında bazı özel hallerde yüksek yapılı organizma hücrelerinde de amitoz görülebilir. Bu durumda çoğu kez hücreler ölüme mahkum olur çünkü tekrar mitoz bölünme yapamazlar. Amitoz bölünme bu organizmalarda bazen açlık nedeniyle dejenere olan hücrelerde bazı yaşlı kıkırdak hücrelerinde ayrıca hızla çoğalan kuş embriyosunun blastoderm hücrelerinde görülebilir. Gametlerde genellikle amitoz bölünme görülmez.

Mitoz
Zigot oluştuktan sonra başlayan mitoz bölünme organizma belli bir büyüklüğe erişinceye kadar çoğu soma hücresinde (ör sinir hücrelerinde bölünme yoktur) ve bazı hücrelerde (kemik iliğiçekirdeğinde kromozomlar kendini eşler. Eşler ana hücrenin bölünmesiyle oluşan iki yavru hücreye verilir. Böylece ana hücreye benzeyen diploid sayıda (2n) kromozomlu iki yavru hücre meydana gelir.Yavru hücrelerin 23 tanesi anneden 23 tanesi babadan gelir.Bu kromozomların 44 tanesi vücut özelliklerini diğer ikisi cinsiyeti gösterir. Mitoz da çekirdek bölünmesi karyokinez sitoplazma bölünmesi sitokinezinterfaz ve sonrasında gerçek bölünme evreleri olan profaz metafaz anafaz ve telofaz olarak görülür.

Mayoz
Eşeyli olarak çoğalan canlılarda zigotu oluşturacak gamet hücrelerinin yapılması (gametogenez) mayoz ile gerçekleşir.üreme ana hücrelerinde kromozom sayısının yarıya inmesi olayı mayoz ile gerçekleşir.Sonuçta oluşan hücrelere üreme hücresi (gamet) denir. Mayoz bölünme I. ve II. mayoz bölünme şeklinde olup bunların her biri aslında birbirini izleyen iki bölünmeden ibarettir. I.mayoz bölünme diploid kromozomlu ana hücreden kromozom sayıları yarı yarıya yani haploid duruma inmiş (redüksiyon) iki yavru hücre meydana gelir. Fakat I. mayoz sonunda henüz kromozomdaki kromatidler tam olarak ayrılmamıştır. II. mayozda kromozomlar tam olarak uzunlamasına bölünür ve kromatidler ayrılarak yavru hücreler gider böylece bölünme tamamlanmış olur. Mayoz bölünmedeki interfaz evresi (G1SG2) I.mayozun başında geçer II. mayozda tekrarlanmaz. I. mayoz; profaz I ****faz I anafaz I telofaz Iprofaz II ****faz II anafaz II telofaz II evrelerinden oluşur.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Hücre Zarının Görevleri

Hücre zarı oldukça karmaşık ve devingen yapısıyla hücre canlılığının çok önemli bir bileşenidir. Hücre canlılığının ve özgün hücre işlevlerinin sürekliliğini mümkün kılan çok önemli bazı fonksiyonları yerine getirir ki bunları şöyle sıralamak mümkündür:

* Hücre içi ortamın özgün bileşimini hücre dışı ortamdan ayırmak
* Hücre içi ile hücre dışı ortamlar arasında seçici bir şekilde madde alışverişini sağlayarak hücrenin atıklarını hücre dışı ortama vermek hücre dışından hücreye gerekli maddeleri almak ve hücre içi ortamın özgün yapısını korumaya yardımcı olmak
* Komşu hücrelerle iletişimi ve madde alışverişini sağlamak
* Hücreyi dış ortamdan ayırır.
* Hücreye şekil verir.
* Madde giriş-çıkşını düzenler.
* Canlı yapıdadır.
* Kalınlığı 6-10 nm'dir.
* Protein yağ ve karbonhidratlardan oluşur.
* Aktif taşıma olayını düzenler.
* Hücrenin beslenmesine yardımcı olur.
* Komşu ve yabancı hücreyi bulur.
* Hücreyi alınacak hormonları tanır.
* Hücrenin yıpranan kısmını onarır.
* Metabolizma atıklarının dışarı atılmasını sağlayarak iç ortamı düzenler.
* Prokaryot hücreye sahip canlılarda zardaki solunum enzimleri sayesinde enerji üretimi sağlanır.
* porlar sayeseinde madde alışverişini sağlar.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Hücre Duvarı Nedir

Hücre duvarı tüm bitki hücrelerinde görülen bir yapıdır. Hücre zarının dış tarafında bulunur ve selüloz yapılıdır. Bitki hücresinin dış ve iç etkilere karşı direnç göstermesini sağlar (bitki hücrelerinde görülen turgor basıncı olayı rüzgar v.s). Turgor haline geçen hücrenin şişip patlamasını önler. Bitki hücresinin belirli bir şekil almasını sağlar. Hücre duvarı üzerinde madde geçişini sağlamak için porlar bulundurur. Bu porlar seçici geçirgen yapı göstermez.

Fotosentez yapmamalarına rağmen çok hücreli mantarlarda da hücre duvarı görülür. Hayvan hücrelerinde bulunmaz

Hücre Duvarının Özellikleri

1. Hücre Duvarının Özellikleri
2. Cansızdıresnekliği yok denecek kadar azdır
3. Hücreyi patlamaktan korur.
4. seçici geçirgen değildir.
5. madde geçişi basit geçitler ile sağlanır
6. Bitki hücresinde bulunur.
7. Hücreye desteklik ve dayanıklılık sağlar.
8. Selülozdan yapılmış sert bir maddedir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Hücre Çekirdeği - Hücre Çekirdeği Nedir (Hücre Organelleri)

Hücre çekirdeği ya da nükleus ökaryot hücrelerin çoğunda bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin biraraya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Bu kromozomların içindeki genler hücrenin çekirdek genomunugen ekspresyonunu düzenleyerek hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür. oluşturur. Hücre çekirdeğinin işlevi bu genlerin bütünlüğünü devam ettirmek ve

Çekirdeğin ana yapı elemanları organelin tamamını kaplayan çift katmanlı bir zar olan ve içindekileri hücre sitoplazmasından ayrı tutan çekirdek kılıfı ile hücrenin tamamına destek sağlayan hücre iskeletine benzer ve çekirdeğe mekanik destek sağlayan ağ yapısındaki hücre lâminasıdır. Birçok molekülün çekirdek kılıfından geçememesi nedeniyle moleküllerin hareketini sağlamak için çekirdek gözenekleri gerekir. Bu gözenekler çekirdek kılıfının her iki katmanını da geçer ve küçük moleküller ile iyonlarınçekirdek taşınımı serbest dolaşmasını sağlayan bir kanal oluştururlar. Proteinler gibi daha büyük moleküllerin hareketi daha kontrollüdür ve taşıyıcı proteinler tarafından kolaylaştırılan etkin bir taşıma işlemi gerektirir. Gözenekler sayesinde olan hareket hem gen ekspresyonu hem de kromozom sürekliliği için gerekli olduğundan hücre işlevi için çok büyük önem taşır.

Her ne kadar hücre çekirdeği içinde zarla kaplı cisimler bulunmasa da içindekiler aynı yapıda değildir ve özgün proteinler RNA molekülleri ve DNA kümeleri gibi daha küçük cisimler bulunur. Bu cisimlerin içinde en çok bilineni ribozomların birleşmesinde görev alan çekirdekçiktir. Ribozomlar çekirdekte üretildikten sonra sitoplazmaya taşınır ve orada mRNA’yı dönüştürürler.
 
Top