Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Hindistanda Türk Devletleri
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="wien06" data-source="post: 85659" data-attributes="member: 4383"><p><span style="color: Red"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Black'">Behmenîler Devleti</span></span></span></p><p></p><p>Behmeniler Hindistan'ın Dekken bölgesinde kurulan Müslüman-Türk Hanedanlığı. Tuğluk-Türk sultanlarından Muhammed bin Tuğluk zamanında çıkan iç karışıklıklarda, Alaeddin Hasan Behmen Şah, Dekken bölgesinde bağımsızlığını ilan etti ve Gülberge şehrini payitaht (başkent) yaptı. Elinde bulunan toprakları; Gülberge, Devletabad, Elliçpur ve Birdar olmak üzere dört vilayete böldü. Bağımsızlığını ilan etmesine yardımcı olan beyleri, bu vilayetlere vali tayin etti. </p><p></p><p>Alaeddin Hasan'ın saltanatı, kurduğu düzeni kabul ettirmek için özellikle Hindulara karşı yapmak mecburiyetinde kaldığı seferlerle geçti. Devleti, Mısır'daki halife tarafından tanındı. 1358 senesinde, Gucerat'a karşı yaptığı seferde hastalanıp vefat etti. Yerine oğlu Muhammed geçti. Muhammed Şahın ilk işi, devlet ve ordu teşkilatını kurmak oldu. </p><p></p><p>Muhammed Şahın bastırdığı para, Hindu devletininkinden daha halis idi. Hindu Varangel ve Viceyanagar racaları, Behmeni topraklarında bulunan Hindu sarraflarla anlaşarak ele geçirdikleri paraları eritip, kendilerininkine çevirdiler. Bastırdığı paraların üzerindeki Kelime-i şehadetin yerine put konmasına kızan Muhammed Şah, Viceyanagar ve Varangel racalarının topraklarına sefer düzenledi ve bu işe vasıta olan Hindu sarrafları idam ettirdi. Viceyanagar racasının ordusu dağıtıldı. </p><p></p><p>Sultan Muhammed'in 1377'de vefatından sonra yerine geçen oğlu Mücahid de, saltanatını Hindularla mücadeleyle geçirdi. Yerine geçen amcası Davud Şahın kısa süren saltanatından sonra, tahta Alaeddin Hasan'ın torunu İkinci Muhammed Şah geçti. Dekken'de İslamiyet, bunun zamanında yerleşti. Sulh ve sükun içinde geçen İkinci Muhammed döneminden sonra tahta çıkan Gıyaseddin ve Şemseddin şahların kısa süren devirleri, karışıklık içinde geçti. Sultan Taceddin Firuz'un hakimiyeti ele geçirmesi ile birlik sağlandı (1397). Viceyanagar ve Kerla racaları ile başarılı savaşlar yapıldı (1398). Yapılan antlaşma neticesinde Hindular, uzun zaman Behmenilere saldıramadılar. Ancak Gücerat ve Malva sultanlıklarının Behmenilere karşı düşmanca tavırlarından cesaret alarak, Behmeni topraklarına girdiler. Sultan Firuz Telingana, Hindularına karşı düzenlediği başarısız seferin akabinde hastalandı ve kardeşi Ahmed Şah sultan oldu (1422). Ahmed Şah, Telingana Devletini tamamen ortadan kaldırdı (1424). Gücerat ve Malva sultanlarına karşı başarılı seferler yaptı. Ölünce yerine Sultan Alaeddin İkinci Ahmed geçti (1436). Bundan sonra Behmeniler Devleti, iç karışıklıklar ve mücadelelere sahne oldu. Hümayun Şah ve Nizam Şah devirlerinde de bu karışıklıklar devam etti. </p><p></p><p>1461'de çocuk yaşta bulunan Muhammed Şahın tahta geçmesinden sonra, Melik Şah, Türk ve Mahmud Kavan gibi güçlü emirler, idareyi ele geçirdiler. Bu güçlü komutanlar sayesinde, komşu devletlerin saldırıları durdurulup, ticaret ve hac gemilerine musallat olan korsanlara karşı başarılı seferler düzenlendi. Dekken'in batı kıyılarındaki Vişalgarh Kalesi ve Goa Limanı ele geçirildi (1471). Bilgaum ve Bankapur racaları yenildi (1472). Bilgaum ve Telingana bölgesi ele geçirilip, Behmeni Devleti, en geniş sınırlarına ulaştırıldı (1478). Bu devrede, Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed Hanla elçi mübadelelerinde bulunuldu. En güçlü devrini yaşayan devletin toprakları, kuzeyde Berar'dan güneyde Viceyanagar'a, doğuda Bengal Körfezinden batıda Umman Denizine kadar uzanıyordu. Devlet topraklarının büyümesi ile vilayet sayısının artması icab ettiği görüşünde olan vezir Mahmud Kavan, vilayet sayısını dörtten sekize çıkardı. Bundan rahatsız olan valiler, bir komplo neticesi vezirin idamını sağladılar. Sultan Muhammed de ölüp, çocuk yaştaki oğlu Mahmud başa geçince, dört eyalet valisinin herbiri, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Merkezde Behmeni Hanedanı, kukla olarak devam etti ise de, idareyi ele geçiren Kasım Bey Beridü'l-Memalik ismindeki Türk Beyi 1527'de Beridşahlar Devletini kurdu. </p><p></p><p>Behmenli Devletinde sultanın muhafızlarına Hassa-Heyl denilirdi. Başlarında Tavaci ve Yasavul'lar vardı. Tavacilere saray teşkilatçılığı yaptıklarından dolayı, Bavdar da denilmekteydi. Devlet teşkilatının ana hatları, Delhi Sultanlığınınki gibiydi. Padişahlık alameti olarak altın para basmak ve günde beş kere nevbet çaldırmak gibi gelenekleri, ilk defa, Sultan Birinci Muhammed başlattı. </p><p></p><p>Behmenli sultanları ve vezirleri, ülke topraklarının çeşitli yerlerinde; camiler, medreseler, hamamlar, hanlar ve kervansaraylar yaptırdılar. Gülberge'de bulunan Büyük Camiyi, Sultan Birinci Muhammed yaptırdı.</p><p></p><p></p><p><span style="color: Red"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Black'">Beridşahlar Sultanlığı</span></span></span></p><p></p><p>Beridşahlar Hindistan'ın güneybatısında Bidar bölgesinde kurulan sultanlık. Behmenîler Devletinin veziri olan Kasım Bey Beridü'l-Memalik ismindeki bir Türk Beyi tarafından kuruldu (1492). Başlangıçta göstermelik olarak Behmenilere tabi olan Beridşahlar, 1527 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiler. Adını Kasım Beyin unvanından alan Beridşahlar Hanedanı, 1619 yılında Babür Sultanı Cihangir Şah tarafından ortadan kaldırılıncaya kadar, 127 sene hükümran oldu. </p><p></p><p></p><p><span style="color: Red"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Black'">Ludîler</span></span></span> </p><p></p><p>Lûdiler Afganistan'da yaşayan Halaç Türklerinin bir kolu ve bunların Hindistan'da kurdukları hânedan. Lûdîlerden bir kısmı, Delhi Türk Sultanı Fîrûz Şah, Üçüncü Tuğluk devrinde Hindistan'a göç ettiler. Tuğluk Hanedanının ortadan kalkması ile, devletin iç siyasetinde söz sahibi olmaya başladılar. Delhi'ye hakim olan Seyyidlerin, hanedanın Türk ve Afgan askerî sınıflarına seçilmesi, Lûdîlerin işlerini daha da kolaylaştırdı. Seyyidlerden Âlemşah'ın tahttan çekilmesi üzerine, Serhend ve Lahor eski valisi ve Lûdî reisi Behlül Lûdî, Delhi tahtını ele geçirdi (1451). </p><p></p><p>Behlül Lûdî, içerdeki durumunu sağlamlaştırmak için, çeşitli tedbirler aldı. Dağlık bölgelerde yaşayan Afganlıları, kitleler halinde, Kuzey Hindistan düzlüklerine yerleştirdi. Delhi'yi aldığı zaman, hazinesindeki bütün parayı, Lûdî Afganlarına dağıtarak, kendisi de herkes kadar pay aldı. Delhi'yi kuşatan Cavnpûr Sultanını yendikten sonra, Cavnpur'u işgal etti (1478). </p><p></p><p>Behlül, çok mütevazı olmaya, büyük oymak başkanlarına, kendisi ile aynı derecedeymiş gibi davranmaya, her işi onlarla istişare ederek yapmaya, kendisiyle görüşmek isteyen herkesi kabul etmeye, hiçbir zaman beylerini taht üzerinde otururken kabul etmemeye ve onları ayakta bırakmamaya önem verdi. Behlül Lûdî, 1489 senesinde ölünce, epey çekişmeli geçen toplantılardan sonra beyler, oğullarından Nizam Hanı, İskender lakabıyla tahta geçirdiler. İskender Lûdî, 1495 senesinde Bihar'ı fethetti. Bengal Devleti ile antlaşma yaptı. Merkezî otoriteyi temin edip, ıktaların hesaplarını ciddî şekilde denetleyip devletinin hakkını aldı. O da, beylerine babası gibi arkadaşça davranırdı. Çok hayır sahibi bir kimseydi. </p><p></p><p>1517 senesinde vefat eden İskender Lûdî'nin yerine, oğlu Sultan İbrahim geçti. Sultan İbrahim'in beylerine karşı davranışı, dede ve babasından çok farklı idi. Çevresini kırdı. Sultan İbrahim'in, beylerine karşı şüphelerinin artması ve birçoğunu gizlice yakalatıp, öldürmesi üzerine, bir grup bey, Kâbil Sultanı Babür Şâh'a başvurup, Hindistan'a davet ettiler. Babür Şah, çeşitli hazırlık ve deneme seferlerinden sonra, 1526'da Hindistan'a yaptığı son seferde, Delhi'nin kuzeyinde Pâni Püt'te Sultan İbrahim'in ordusunu bozguna uğrattı. Sultan İbrahim, savaş esnasında öldü. Böylece, Delhi Afgan Sultanlığı (Lûdîler), sona erdi. Toprakları, Babür'ün eline geçti.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="wien06, post: 85659, member: 4383"] [COLOR="Red"][SIZE=4][FONT="Arial Black"]Behmenîler Devleti[/FONT][/SIZE][/COLOR] Behmeniler Hindistan'ın Dekken bölgesinde kurulan Müslüman-Türk Hanedanlığı. Tuğluk-Türk sultanlarından Muhammed bin Tuğluk zamanında çıkan iç karışıklıklarda, Alaeddin Hasan Behmen Şah, Dekken bölgesinde bağımsızlığını ilan etti ve Gülberge şehrini payitaht (başkent) yaptı. Elinde bulunan toprakları; Gülberge, Devletabad, Elliçpur ve Birdar olmak üzere dört vilayete böldü. Bağımsızlığını ilan etmesine yardımcı olan beyleri, bu vilayetlere vali tayin etti. Alaeddin Hasan'ın saltanatı, kurduğu düzeni kabul ettirmek için özellikle Hindulara karşı yapmak mecburiyetinde kaldığı seferlerle geçti. Devleti, Mısır'daki halife tarafından tanındı. 1358 senesinde, Gucerat'a karşı yaptığı seferde hastalanıp vefat etti. Yerine oğlu Muhammed geçti. Muhammed Şahın ilk işi, devlet ve ordu teşkilatını kurmak oldu. Muhammed Şahın bastırdığı para, Hindu devletininkinden daha halis idi. Hindu Varangel ve Viceyanagar racaları, Behmeni topraklarında bulunan Hindu sarraflarla anlaşarak ele geçirdikleri paraları eritip, kendilerininkine çevirdiler. Bastırdığı paraların üzerindeki Kelime-i şehadetin yerine put konmasına kızan Muhammed Şah, Viceyanagar ve Varangel racalarının topraklarına sefer düzenledi ve bu işe vasıta olan Hindu sarrafları idam ettirdi. Viceyanagar racasının ordusu dağıtıldı. Sultan Muhammed'in 1377'de vefatından sonra yerine geçen oğlu Mücahid de, saltanatını Hindularla mücadeleyle geçirdi. Yerine geçen amcası Davud Şahın kısa süren saltanatından sonra, tahta Alaeddin Hasan'ın torunu İkinci Muhammed Şah geçti. Dekken'de İslamiyet, bunun zamanında yerleşti. Sulh ve sükun içinde geçen İkinci Muhammed döneminden sonra tahta çıkan Gıyaseddin ve Şemseddin şahların kısa süren devirleri, karışıklık içinde geçti. Sultan Taceddin Firuz'un hakimiyeti ele geçirmesi ile birlik sağlandı (1397). Viceyanagar ve Kerla racaları ile başarılı savaşlar yapıldı (1398). Yapılan antlaşma neticesinde Hindular, uzun zaman Behmenilere saldıramadılar. Ancak Gücerat ve Malva sultanlıklarının Behmenilere karşı düşmanca tavırlarından cesaret alarak, Behmeni topraklarına girdiler. Sultan Firuz Telingana, Hindularına karşı düzenlediği başarısız seferin akabinde hastalandı ve kardeşi Ahmed Şah sultan oldu (1422). Ahmed Şah, Telingana Devletini tamamen ortadan kaldırdı (1424). Gücerat ve Malva sultanlarına karşı başarılı seferler yaptı. Ölünce yerine Sultan Alaeddin İkinci Ahmed geçti (1436). Bundan sonra Behmeniler Devleti, iç karışıklıklar ve mücadelelere sahne oldu. Hümayun Şah ve Nizam Şah devirlerinde de bu karışıklıklar devam etti. 1461'de çocuk yaşta bulunan Muhammed Şahın tahta geçmesinden sonra, Melik Şah, Türk ve Mahmud Kavan gibi güçlü emirler, idareyi ele geçirdiler. Bu güçlü komutanlar sayesinde, komşu devletlerin saldırıları durdurulup, ticaret ve hac gemilerine musallat olan korsanlara karşı başarılı seferler düzenlendi. Dekken'in batı kıyılarındaki Vişalgarh Kalesi ve Goa Limanı ele geçirildi (1471). Bilgaum ve Bankapur racaları yenildi (1472). Bilgaum ve Telingana bölgesi ele geçirilip, Behmeni Devleti, en geniş sınırlarına ulaştırıldı (1478). Bu devrede, Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed Hanla elçi mübadelelerinde bulunuldu. En güçlü devrini yaşayan devletin toprakları, kuzeyde Berar'dan güneyde Viceyanagar'a, doğuda Bengal Körfezinden batıda Umman Denizine kadar uzanıyordu. Devlet topraklarının büyümesi ile vilayet sayısının artması icab ettiği görüşünde olan vezir Mahmud Kavan, vilayet sayısını dörtten sekize çıkardı. Bundan rahatsız olan valiler, bir komplo neticesi vezirin idamını sağladılar. Sultan Muhammed de ölüp, çocuk yaştaki oğlu Mahmud başa geçince, dört eyalet valisinin herbiri, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Merkezde Behmeni Hanedanı, kukla olarak devam etti ise de, idareyi ele geçiren Kasım Bey Beridü'l-Memalik ismindeki Türk Beyi 1527'de Beridşahlar Devletini kurdu. Behmenli Devletinde sultanın muhafızlarına Hassa-Heyl denilirdi. Başlarında Tavaci ve Yasavul'lar vardı. Tavacilere saray teşkilatçılığı yaptıklarından dolayı, Bavdar da denilmekteydi. Devlet teşkilatının ana hatları, Delhi Sultanlığınınki gibiydi. Padişahlık alameti olarak altın para basmak ve günde beş kere nevbet çaldırmak gibi gelenekleri, ilk defa, Sultan Birinci Muhammed başlattı. Behmenli sultanları ve vezirleri, ülke topraklarının çeşitli yerlerinde; camiler, medreseler, hamamlar, hanlar ve kervansaraylar yaptırdılar. Gülberge'de bulunan Büyük Camiyi, Sultan Birinci Muhammed yaptırdı. [COLOR="Red"][SIZE=4][FONT="Arial Black"]Beridşahlar Sultanlığı[/FONT][/SIZE][/COLOR] Beridşahlar Hindistan'ın güneybatısında Bidar bölgesinde kurulan sultanlık. Behmenîler Devletinin veziri olan Kasım Bey Beridü'l-Memalik ismindeki bir Türk Beyi tarafından kuruldu (1492). Başlangıçta göstermelik olarak Behmenilere tabi olan Beridşahlar, 1527 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiler. Adını Kasım Beyin unvanından alan Beridşahlar Hanedanı, 1619 yılında Babür Sultanı Cihangir Şah tarafından ortadan kaldırılıncaya kadar, 127 sene hükümran oldu. [COLOR="Red"][SIZE=4][FONT="Arial Black"]Ludîler[/FONT][/SIZE][/COLOR] Lûdiler Afganistan'da yaşayan Halaç Türklerinin bir kolu ve bunların Hindistan'da kurdukları hânedan. Lûdîlerden bir kısmı, Delhi Türk Sultanı Fîrûz Şah, Üçüncü Tuğluk devrinde Hindistan'a göç ettiler. Tuğluk Hanedanının ortadan kalkması ile, devletin iç siyasetinde söz sahibi olmaya başladılar. Delhi'ye hakim olan Seyyidlerin, hanedanın Türk ve Afgan askerî sınıflarına seçilmesi, Lûdîlerin işlerini daha da kolaylaştırdı. Seyyidlerden Âlemşah'ın tahttan çekilmesi üzerine, Serhend ve Lahor eski valisi ve Lûdî reisi Behlül Lûdî, Delhi tahtını ele geçirdi (1451). Behlül Lûdî, içerdeki durumunu sağlamlaştırmak için, çeşitli tedbirler aldı. Dağlık bölgelerde yaşayan Afganlıları, kitleler halinde, Kuzey Hindistan düzlüklerine yerleştirdi. Delhi'yi aldığı zaman, hazinesindeki bütün parayı, Lûdî Afganlarına dağıtarak, kendisi de herkes kadar pay aldı. Delhi'yi kuşatan Cavnpûr Sultanını yendikten sonra, Cavnpur'u işgal etti (1478). Behlül, çok mütevazı olmaya, büyük oymak başkanlarına, kendisi ile aynı derecedeymiş gibi davranmaya, her işi onlarla istişare ederek yapmaya, kendisiyle görüşmek isteyen herkesi kabul etmeye, hiçbir zaman beylerini taht üzerinde otururken kabul etmemeye ve onları ayakta bırakmamaya önem verdi. Behlül Lûdî, 1489 senesinde ölünce, epey çekişmeli geçen toplantılardan sonra beyler, oğullarından Nizam Hanı, İskender lakabıyla tahta geçirdiler. İskender Lûdî, 1495 senesinde Bihar'ı fethetti. Bengal Devleti ile antlaşma yaptı. Merkezî otoriteyi temin edip, ıktaların hesaplarını ciddî şekilde denetleyip devletinin hakkını aldı. O da, beylerine babası gibi arkadaşça davranırdı. Çok hayır sahibi bir kimseydi. 1517 senesinde vefat eden İskender Lûdî'nin yerine, oğlu Sultan İbrahim geçti. Sultan İbrahim'in beylerine karşı davranışı, dede ve babasından çok farklı idi. Çevresini kırdı. Sultan İbrahim'in, beylerine karşı şüphelerinin artması ve birçoğunu gizlice yakalatıp, öldürmesi üzerine, bir grup bey, Kâbil Sultanı Babür Şâh'a başvurup, Hindistan'a davet ettiler. Babür Şah, çeşitli hazırlık ve deneme seferlerinden sonra, 1526'da Hindistan'a yaptığı son seferde, Delhi'nin kuzeyinde Pâni Püt'te Sultan İbrahim'in ordusunu bozguna uğrattı. Sultan İbrahim, savaş esnasında öldü. Böylece, Delhi Afgan Sultanlığı (Lûdîler), sona erdi. Toprakları, Babür'ün eline geçti. [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir? (bitişik yazınız)
Cevapla
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Hindistanda Türk Devletleri
Top