• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Gaziantep Efsaneleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
Gaziantep Kalesinin Yapılışına Dair Bir Efsane:
Halk arasında yaygın olarak anlatılan efsaneye göre kaleyi zengin bir kadın yaptırıyormuş. Bir gün sokağa çıkmış ve yolda kalabalık insan topluluğunun bir cenaze götürüşüne rastlamış. Yanındaki uşağına dönerek “bu nedir” diye sormuş. Uşak ise; “Efendim insanlar bir gün gelir ölürler, ölülerini de böyle tabut içinde taşıyarak mezarlığa götürür ve toprağa gömerler. Gördüğünüz tabutun içinde dün bizim gibi canlı olan bir insan cesedi var……” der. Bunun üzerine zengin kadın uşağıyla beraber geri döner ve kaleyi yapan ustaları yanına çağırarak; “ bırakın kale yarım kalsın, ben ölümü hiç düşünmezdim….” der. İşte bu efsaneye göre Gaziantep Kalesinin tarihi eski çağlara kadar uzanıp gidiyor. Ancak bu halk arasında anlatılan efsanede kesin bir tarih yoktur.

gaziantep-kaleye-kusbakisi1.jpg


Gaziantep Kalesinin Adına İlişkin Bir Efsane:

Esas adı Kala-i Füsus (Yüzük Kalesi) olan Gaziantep Kalesinin bu adı bir efsaneye dayanmaktadır. Bu efsaneye göre kaleyi, bölgenin sahibi olan bir kız yaptırıyormuş. Kalenin yapım masrafını karşılamak için çok kıymetli taşı olan yüzüğünü satmış. Bunun için kaleye, yüzük kalesi anlamında Kala-i Füsus adı verilmiştir.


Antepli iki Kız Kardeşin Efsanesi
Gaziantep'in çamfıstığı ile kırmızı biberinin şöhreti yaygındır. Bir de efsanesi var, söylenir:
Bir bahar günü, Antepli iki kız kardeş, bahçelerinde, tohum atıyor, çapa yapıyorlarmış. Hiç tanımadıkları yaşlı, yoksul bir derviş, bahçenin bir başında çalışan iki kız görmüş. Bunlardan büyüğüne yaklaşmış, karnını doyuracak bir parça yiyecek istemiş. Kız, dervişin eline kuru bir ekmekle, bir baş soğan tutuşturarak savmış:
- Ektiğini biçesin, diyerek uzaklaşmış derviş.
Bu defa ötekinin yanına gelerek, ondan da biraz yiyecek istemiş. Küçük kız:
- Hoş geldin, sefa geldin. Konuk kısmetiyle gelir. Bu sabah helva yapmıştım, otur şuraya âfiyetle ye, diyerek onu karşılamış.
Derviş helva çıkınını alarak:
- Sağ ol kızım. Sen de ektiğini biç, diyerek ayrılıp gitmiş.
Bir süre sonra, büyük kızın ektiği tohumlar yeşermiş, yeşil yeşil biber olmuş. Bunlar kuru ekmek gibi kuruyunca, soğan gibi kızarmış. Kırmızı biber olmuş. Küçük kızın tohumlarından da fıstık ağaçları boy vermiş. Antepliler ne ekmek gibi acı biberden vaz geçmişler, ne helva misali tatlı fıstıktan. İkisi de bölgede Antep'i temsil etmiş.


Karagöz Camisinin adına dair Efsane
Gazi Antep’te bulunan bir cami bir zamanlar harabe hâlindedir. Koca Battal Ağa
adıyla bilinen birisi, “Allahım, şu kara gözlü sürülerimden bana helâl kazanç ver de,
camii yeniden yaptırayım.” diye dua eder. Duası kabul olunur ve cami yeniden yapılır.
Caminin adı bu olaydan sonra Karagöz Camii olur


ALİ NACAR CAMİİ’NİN YAPILIŞINA DAİR EFSANE
Asıl işi nacarlık (marangozluk) olan Ali ismindeki bir zat, bir Cami yaptırmak istediğini o günün ileri gelen alimlerine giderek;-Ben bir cami yaptırmak istiyorum der. Alimler ;-Caminin cemaatinin çok, sevabının fazla olmasını istiyorsan elindeki paranın helal olması lazım” derler. Bunun üzerine Ali usta düşünür taşınır ve bir kütüğün içini oyarak bunun içine cami yaptırmak istediği parasını koyar ve kütüğün ağzını sıkıca kapatır. Daha sonra bu kütüğü –bugün hala caminin yanı başında akmakta olan- Alleben deresine bırakır ve;- Eğer bu para helal ise gelir beni bulur der.Ali Ustanın Alleben’e bıraktığı -içi para dolu- kütük bu günkü Oğuzeli mevkiine ulaştığında, tarlasında işiyle meşgul olan bir köylü tarafından bulunur. Köylü kütüğü Allebenden çıkarır ve: -Bu kütükten çok güzel bir saban olur. Der. Ve bizim Nacar Ali Ustanın atölyesinin yolunu tutar. Bu kütükten kendisine saban yapmasını ister. Ali Usta kütüğü görünce, kendisinin suya bıraktığı kütük olduğunu anlar. O çiftçiye ;-Şuradan istediğin sabanı al, götür der ve kendisine o kütükten bir saban yapacağını söyler. Ali Usta anlar ki parası helal paradır. Bunun üzerine cami yapımına hemen başlar. Zorlu çalışmalar sonunda, caminin tavan yapım aşamasına gelinir. Tavanın bir kısmı yapılır, son aşamaya gelindiğinde Nacar Ali Ustanın parası biter. Parası bittiği için “Ya Rabbi ben ne yapacağım, nasıl tamamlayacağım bu mabedi” diye düşünür. Yatsı namazını kıldıktan sonra bu düşüncelerle uykuya dalar. Sabah namazı için kalktığında caminin kapısı önünde 10 tane deve –yüküyle beraber- bağlanmış, “BUNLAR ALİNACAR CAMİSİNE VAKIFTIR” yazısını görür. Develer satılıp caminin eksik kalan bölümleri tamamlanır ve Alinacar Cami bu şekilde ibadete açılır.


Dülük baba Efsanesi
Yavuz Sultan Selim Mısır seferine giderken şimidiki Dülük köyü yakınlarında bir derviş yolunu keser ve Padişah'a:
-Sana müjdelerim ki şu ayın şu gününde Mısır'ı alacaksın.Haydi yolun bahtın gibi açık olsun, der.
Padişah meraklanır ve dervişe kim olduğunu sorar ve şu cavabı alır:
-Fani alemin bir yolcusuyum.Menzilime ulaştım.Hak'a tapılandım,beni sorma sen yoluna devam et.
Yavuz gerçekten de dervişin dediği zamanda Mısır'ı alır.Dönüşte elini öpmek için uğradığında dervişin öldüğünü görür.Ona bir türbe yaptırır.


Hacı Ayşe Hanım Efsanesi
Hacı Ayşe hanım çevrede sevilen sayılan bir kişidir.İkinci kez hacca gitmesi için durumu yoktur.Üç gece üst üste rüyasında bir ses ona "Ya Hacı Ayşe gel gel " diye seslenmektedir.Yeterli parası olmadığı halde yola çıkar.Mekke'ye gidip hacı olur,ama dönecek parası kalmaz.Medine'ye gider.Peygamberimizin sandukasının bulunduğu yerdeki parmaklıklara dayanıp ağlamaya başlar "Ya Resulallah sen çağırdın ben de geldim,nasıl getirdinse öyle gönder" diye sızlanmaktadır.
Peygamberin sandukası sarsılır ve Ayşe çok korkar,konuk olduğu eve gider,beklemeye koyulur.Bir kaç gün sonra dellallar Padişah'ın Antepli hacıları parasız göndereceğini duyurur.Böylece dileği yerine gelir ve memleketine döner.


Şeyh Fethullah Efsanesi
Şeyh Fethullah halk arasında çok sevilen ve sayılan biridir.Hz.Ebubekir soyundan geldiğine inanılmaktadır.G.Antep'te yaptırdığı hamam ve cami kutsal sayılır.Türbesi adak yeridir.

Şeyh fethullah'ın karısı bir gün hamama gider ama fakir oldukları için kendisine hiç te iyi davranılmaz.Buna çok üzülen kadın bunu kocasına anlatır.Şeyh kadına gidip kuyudan bir kova su çekmesini söyler.Kadın denileni yapar,kovanın altın dolu olduğunu görür.Şeyh kovayı boşaltıp bir kova daha çekmesini söyler.Bu kez kuyudan bir kova akrep ve çiyan çıkar,bunu da boşaltmasını isteyen Şeyh:"eğer dünya malı altına rağbet etseydin,bu akrep ve çiyanlar senin içindi." Bundan sonra kadın kuyudan çektiği suyla yıkanır.

Karısının gördüğü davranıştan çok üzülen şeyh bir hamam ve cami yaptırmaya karar verir.İşe girişilir.Çevrede yoksul bir dervişin bu işi nasıl yapacağı konuşulur,Şeyh bir taşa üfler ve taş altın olur.

İşçilere gündeliklerini postunun altından çıkarıp verir.Kötü niyetli kişiler bu altınları almak isteyince postun altında bir siyah yılanla karşılaşır.Cami bitirilir ustalardan biri Mekke yolunda bir siyah taş gördüğünü ve taşın camiye dikilirse iyi olacağını söyler.Ertesi gün kara taşın istenen yere dikilmiş olduğunu görür.

Şeyh Fethullah hamam bittikten sonra yedi yıl bir mumla hamamı ısıtır.Karısına kötü davranan hamamın sahipleri durumu gözlemeye kalkınca mum söner ve hamam diğer hamamlar gibi ısıtılmaya başlar.


Gaziantep surlarına ilişkin Efsane
Antep'in fethinden sonra şehirden ayrılan Hz.Ömer'in görevlendirdiği komutanı,Hz.Ömer'e kentin surlarla çevrilmesini söyler.Hz.Ömer:
-Antep Surla çevrilmiştir.Komutan bir şey anlayamaz ve sorar:
-Nasıl ey Emir-el Müminin?

Hz.Ömer şöyle der:
-Antep çevresinde surlarımız vardır.Beş arkadaşımızı burada şehit verdik.Sait ibni Vakkas,Ökkeş,Karaçomak,Pir Sefa,Davudu Ejder bu yörenin manevi bekçileridir.Allah şehitlerimizin mezarını düşmana çiğnetmeyecektir.

Yörede şehrin bu şehitlerce korunduğuna ve düşman tarafından çiğnenmeyeceğine inanılır.


GAZİANTEP EFSANELERİNDE ŞEKİL DEĞİŞTİRME MOTİFİ ÜZERİNE

Gaziantep efsaneleri üzerinde bugüne kadar herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Gaziantep gibi halk kültürü ve edebiyatı bakımından oldukça zengin olan bir bölgede , halk edebiyatının en önemli türlerinden biri olan efsaneler , bazı değerli araştırmacılar tarafından derlenerek yazıya geçirilmiş olmakla birlikte, bunlar üzerinde bilimsel bir çalışma yapılmamış olması önemli bir eksikliktir. Gaziantep efsaneleri üzerine yapmakta olduğum çalışmaların bölgeye dikkat çekerek yapılacak çalışmalara bir kapı açacağı ümidi ve dileğindeyim.

Efsanelerde en önemli motiflerden olan şekil değiştirme, efsane kahramanının taşa, herhangi bir hayvana veya herhangi bir tabiat varlığına dönüşmesi şeklinde gerçekleşir. Gaziantep efsanelerinde şekil değiştirme bir kaç değişik sebeple olmaktadır:

A. Cezalandırma: Efsane kahramanı veya kahramanları işledikleri bir suçtan veya günahtan ötürü cezalandırılma amacıyla Tanrı tarafından taşa veya herhangi bir hayvana dönüştürülürler.

B. Beddua: Efsane kahramanları herhangi bir kişinin bedduası üzerine taşa dönüşebilir.

C. Keramet: Efsane kahramanı keramet sahibi olup istediği zaman hayvana dönüşebilmektedir.

D. Utanma, güç durumdan kurtulma, dilek: Efsane kahramanı utanılacak bir durumdan veya güç durumdan kurtulmak için ikili ya da tek dilek diler. Dileği sonucunda şekil değiştirir.

Şekil değiştirme motifine bağlı Gaziantep efsanelerini üç gurupta toplamak mümkündür:

A. Taş kesilme motifinin bulunduğu efsaneler.

B. Bir hayvana dönüşme motifinin bulunduğu efsaneler

C. Bir tabiat varlığına dönüşme motifinin bulunduğu efsaneler.


A-TAŞ KESİLME MOTİFİNE BAĞLI EFSANELER
Şekil değiştirme motifinin yer aldığı efsanelerde taş kesilme motifi önemli yer tutar. Bu tip efsanelerde efsane kahramanı ya da kahramanları bir suç ya da günah sebebiyle Tanrı tarafından cezalandırılarak veya bedduaya uğrayarak taşa dönüştürülürler. Bu, bazen bir dilek sonucu da gerçekleşebilir. Değirmenli Dede(l) adlı efsanede efsane kahramanı cezalandırılarak taşa dönüştürülür. Efsanenin motifleri şöyledir;

1- Değirmenli Dede'nin değirmeninin yanındaki pınarın suyu kutsaldır.

2- Pınann suyunun kutsal olduğuna inanmayan bir kadın davarlarıyla ve kirli eşyalarıyla suya girer.

3- Kadın, dedenin bedduasına uğrar, davarları ve eşyasıyla beraber taş olur.

4- Değirmenin suyu kurur, dede ortadan kaybolur.

Anadolu' nün pek çok yerinde rastladığımız kutsal suya saygısızlık sebebiyle cezalandırma motifini burada da görmekteyiz.

Bir başka cezalandırma sebebine bağlı taş kesilme motifini Sözünde Durmayan Çoban (2) adlı efsanede görüyoruz. Efsanenin motifleri şöyledir:

1- Taşlık ve kayalık bir yerde sürüsüyle beraber yolunu şaşıran çoban, kendilerini susuzluktan kurtarırsa Allah'a 7 kurban adadığını söyler.

2- Dilek kabul olur ve bir dereden su kaynamaya başlar.

3- Çoban 7 tane bit öldürerek "İşte sana 7 tane kurban" diyerek Tanrı ile alay eder.

4-Bu saygısızlığı üzerine Tanrı, çobanı sürüsüyle beraber taş eder.

Bir çok bölgede benzerlerini gördüğümüz bu efsanede de sözünde durmamak ve Tanrı ile alay etmek sebebiyle taş kesilme motifini görmekteyiz.

Nizip'in batısında bulunan Taşbaş(3) denilen tepede bulunan ve insan siluetini andıran taşlar için şu efsane anlatılır:

1- Odun toplamak için bir tepeye çıkan yedi kız kardeş, kendilerine doğru gelen kötü niyetli yedi atlıdan korkarlar.

2- Kızlar, atlıların taş edilmeleri için Allah'a dua ederler.

3- Kızların duası kabul olur ve atlılar taş olurlar.

Bu efsanede, kötü niyetli olan kişiler, savunmasız kişilerin bedduası üzerine taşa dönüşmektedirler. Kötü niyetli insanlardan kurtulmak için yapılan dua üzerine taşa dönüşme motifinin bulunduğu bir başka efsane de Nizip Eren Köyü'ndeki Aşık Taşı(4) için anlatılan efsanedir:

1- Evlenmelerine aileleri tarafından izin verilmeyen iki genç kaçarlar.

2- Fırat'ın kıyısından karşıya geçerlerken kızın ailesi yetişir.

3- Delikanlı taş olmaları için dua eder.

4- Delikanlı ve kız bulundukları yerlerde taşa dönüşürler.

Nizip'e bağlı kale Meydanı Köyü'nde Fırat'ın kıyısında Aşığın Başı (5 ) denilen bir yer vardır. Burada kıyıda bulunan kaya parçası için şu efsane anlatılmaktadır:

1- Birbirini seven iki genç, kızın ailesi evlenmelerine izin vermediği için kaçmaya karar verirler.

2- Fırat'ın kıyısına indiklerinde kızın ailesi yakalar ve kızlarını alırlar, oğlan yüzerek karşı kıyıya geçer.

3- Oğlan taş olmayı diler ve Fırat'ın diğer tarafında taş olur.

Nizip'ten tespit edilmiş olan yukarıdaki ilk iki efsanede zor durumdan kurtulmak için taşa dönüşmeyi görüyoruz Böyle bir durum üçüncü efsanede de sezilmektedir. Ancak, Taşbaş efsanesinde kötü niyetliler taşa dönüşmektedirler, Burada bir beddua söz konusudur. Aşık Taşı efsanesi ile Aşığın Başı efsanesinde efsane kahramanları zor durumdan kurtulmak için taşa dönüştürülmelerini dilerler. Âşığın Başı efsanesinde de bir anlamda zor durumdan kurtulmanın söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.

Gaziantep ile Şanlı Urfa illerinin sınırlarını Fırat nehri oluşturur. Bu efsanenin geçtiği yer, Şanlı Urfa'mn bir iki yıla kadar GAP projesi nedeniyle baraj suyu altında kalacak olan ilçesi Halfeti'dir. Ancak ilçe Fırat'ın iki yanına kurulmuş olup, batısında kalan kısım Gaziantep'e, doğusunda kalan kısım ise Şanlı Urfa'ya bağlıdır. Efsanedeki delikanlı Fırat'ın Şanlı Urfa'da kalan kısmandın Halfeti'den, Kale Meydanı tarafına geçmektedir. Efsaneye konu olan taş da Gaziantep'e bağlı Nizip ilçesinin sınarlan içerisinde kalmaktadır. Görüldüğü gibi efsanelerin sınırları ile illerin; hatta ülkelerin sınırları bir hayli farklıdır. Bu yüzden Gaziantep'teki halk anlatmaları ile Kahraman Maraş ve bilhassa Şanlı Urfa'ya mahsus olanlar arasında önemli benzerlikler vardır.

Gaziantep'ten tespit edilmiş olan taş kesilme motifine yer veren efsaneler, Türkiye'nin diğer yerlerinde görülen aynı konudaki diğer efsanelerle paralellikler göstermektedir. Gaziantep'te Sözünde Durmayan Çoban efsanesinde anlatılan adağını yerine getirmeyerek Tanrıya yedi tane bit kurban eden çobanın, Ağrı'nın Taş olan Çoban (6) efsanesindeki adağını yerine getirmeyip yedi tane bit kurban eden çobanla, Erzurum-Çat'ta Ejder ve Çoban (7) efsanesindeki ejderden kurtulduktan sonra adağını yerine getirmeyip yedi tane bit öldüren çobandan pek farkı yoktur. Yurdun uzak köşeleri arasındaki bu benzerlik gösteriyor ki efsaneler her ne kadar mekana bağlı ise de dolaşarak yeni mekanlara yakışabilmektedirler. Yukarıda Nizip'ten tespit edilmiş olduğunu belirttiğim iki sevgilinin anlaşarak kaçması motifinin bulunduğu efsaneler de, taş kesilme motifine yer veren efsanelerin genel olara en fazla rastlamlanlarındandır.


B. BİR HAYVANA DÖNÜŞMEK SURETİYLE ŞEKİL DEĞİŞTİRME
Gaziantep'te bazı hayvanların türeyişleri, biçimleri ve hususiyetleri ile ilgili olarak anlatılan halk anlatmalarında hayvana dönüşmek suretiyle şekil değiştirme motifinin bulunduğunu görmekteyiz. Zor durumdan kurtulma dileği ya da cezalandırma amacıyla gördüğümüz şekil değişiklikleri, insandan ayıya, kuşa, kekliğe, kaplumbağaya ve şempanzeye dönüşmek şeklinde gerçekleşmektedir. Bu tür efsanelere geçmeden önce motifleri bakımından farklı özellikler arz eden Bir Güvercin Avı(8) adlı efsaneyi ayrıca incelemek istiyorum. Efsane şöyledir:

1- Avcının biri bir ağaçtaki güvercini vurmak için üç defa nişan alır.

2- Her seferinde ağaçtaki güvercin insan olarak şekillendiğinden vazgeçer.

3-Hayal gördüğünü zannederek dördüncü defada tetiği çeker,ancak hemen bayılır.

4- Avcıya nefes etmesi için Gazali 'ye götürürler.

5- Yolda ayılan adamı karşısında gören Gazali, göğsünü açarak, "Bak beni ne hale koydun," der.

Gaziantep'te avcılar güvercinleri avlamaz, onları Gazali'nin koruduğuna inanırlarmış. Gazali'nin Gaziantep'te yaşamış olduğuna dair gerek yazılı kaynaklarda, gerekse halk arasında bilgi ve rivayetler mevcuttur. Türbesinin de Antep kalesinin burçlarının birinin içinde kapıya inen yolun hemen başladığı yerde bulunduğu söylenmektedir. Kayacık Semtinde Gazali sokağı, Yazıcık semtinde vaktiyle bulunan Hamam Gazal ve benzeri bilgiler de Gazali'nin Gaziantep'te yaşadığı rivayetini kuvvetlendirmektedir.

Bu efsaneden anlaşıldığına göre Gazali, istediği zaman insan, istediği zaman güvercin kılığına girebilmektedir. Bu efsanedeki şekil değiştirme motifinde bir süreklilik yoktur. Halbuki efsanelerdeki şekil değiştirme motifinde süreklilik vardır. Efsane bu yönüyle masal motifi taşımaktadır. Masallardaki şekil değiştirme motifinde süreklilik bulunmaz. Masal kahramanı diyelim ki kuşa dönüşebiliyorsa kimi zaman kuş, kimi zaman insan olarak karşımıza çıkabilir. Veya hangi şekle dönüşebiliyorsa dilediğinde insan olarak ortaya çıkabilir. Bu şekildeki şekil değiştirme motifi tespit ettiğim bir çok Gaziantep masalında da mevcuttu.

Şekil değiştirme motifinin bulunduğu diğer efsanelerdeki şekil değiştirme sebebi bu efsanede görülmez; burada bir keramet söz konusudur. Şekil değiştirme, bir din büyüğünün kerameti olarak gerçekleşmektedir. Efsane kahramanının keramet sebebiyle dilediği kılığa girebildiği bir başka Gaziantep efsanesi de bir başka ermiş kişi için , Hacı baba için anlatılan efsanedir. Gaziantep halkının adak ve ziyaret yeri olarak da gittiği, Hacı Baba semtinde bir türbesi bulunan Hacı Baba (9) ile ilgili efsaneye göre de Hacı Baba çirkin, üstü başı yırtık bir kişi iken bir pencerede görerek aşık olduğu kızın kendisiyle alay etmesi üzerine keramet göstererek, önce kentin sönen ışıklarını ağzından çıkan bir kıvılcımla yakar, sonra da silkinerek çok yakışıklı bir delikanlıya dönüşür.

Gaziantep'te hayvanlar için anlatılan efsanelerde görülen şekil değiştirme şu sebeplerle gerçekleşmektedir:

A. Kötü huylar (yalan ve hile)

B. Utanılacak veya güç bir durumdan kurtulma.

A Kötü Huylar
Bu efsanelerde efsanedeki hayvan vaktiyle insandır ve kötü bir davranışı üzerine hayvana dönüştürülerek cezalandırılır. Biçim ve özelliğinde o kötü huyunu çağrıştıracak bir hususiyet taşır.
 

KarhaN

Aktif
İşte harika bir şehir. Hem tarihi ile hem de bugünüyle, mutlaka görülmesi gereken nadide şehirlerimizden biri.
Yemek kültürleri kuşaktan kuşağa aktarılarak dillerde ve damaklarda zaten başlı başına bir efsane olmuştur ve olmaya devam edecektir : )
Yukarı da yazılanlarla beraber daha da farklı bir gözle baktım Gaziantep'e..
Ellerinize sağlık.
 

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
GAZİANTEP EFSANELERİNDE ŞEKİL DEĞİŞTİRME MOTİFİ ÜZERİNE

Yrd. Doç. Dr.Behiye KÖKSEL*​

Gaziantep efsaneleri üzerinde bugüne kadar herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Gaziantep gibi halk kültürü ve edebiyatı bakımından oldukça zengin olan bir bölgede , halk edebiyatının en önemli türlerinden biri olan efsaneler , bazı değerli araştırmacılar tarafından derlenerek yazıya geçirilmiş olmakla birlikte, bunlar üzerinde bilimsel bir çalışma yapılmamış olması önemli bir eksikliktir. Gaziantep efsaneleri üzerine yapmakta olduğum çalışmaların bölgeye dikkat çekerek yapılacak çalışmalara bir kapı açacağı ümidi ve dileğindeyim.

Efsanelerde en önemli motiflerden olan şekil değiştirme, efsane kahramanının taşa, herhangi bir hayvana veya herhangi bir tabiat varlığına dönüşmesi şeklinde gerçekleşir. Gaziantep efsanelerinde şekil değiştirme bir kaç değişik sebeple olmaktadır:

A. Cezalandırma: Efsane kahramanı veya kahramanları işledikleri bir suçtan veya günahtan ötürü cezalandırılma amacıyla Tanrı tarafından taşa veya herhangi bir hayvana dönüştürülürler.

B. Beddua: Efsane kahramanları herhangi bir kişinin bedduası üzerine taşa dönüşebilir.

C. Keramet: Efsane kahramanı keramet sahibi olup istediği zaman hayvana dönüşebilmektedir.

D. Utanma, güç durumdan kurtulma, dilek: Efsane kahramanı utanılacak bir durumdan veya güç durumdan kurtulmak için ikili ya da tek dilek diler. Dileği sonucunda şekil değiştirir.

Şekil değiştirme motifine bağlı Gaziantep efsanelerini üç gurupta toplamak mümkündür:

A. Taş kesilme motifinin bulunduğu efsaneler.

B. Bir hayvana dönüşme motifinin bulunduğu efsaneler

C. Bir tabiat varlığına dönüşme motifinin bulunduğu efsaneler.

A-TAŞ KESİLME MOTİFİNE BAĞLI EFSANELER

Şekil değiştirme motifinin yer aldığı efsanelerde taş kesilme motifi önemli yer tutar. Bu tip efsanelerde efsane kahramanı ya da kahramanları bir suç ya da günah sebebiyle Tanrı tarafından cezalandırılarak veya bedduaya uğrayarak taşa dönüştürülürler. Bu, bazen bir dilek sonucu da gerçekleşebilir. Değirmenli Dede(l) adlı efsanede efsane kahramanı cezalandırılarak taşa dönüştürülür. Efsanenin motifleri şöyledir;

1- Değirmenli Dede'nin değirmeninin yanındaki pınarın suyu kutsaldır.

2- Pınann suyunun kutsal olduğuna inanmayan bir kadın davarlarıyla ve kirli eşyalarıyla suya girer.

3- Kadın, dedenin bedduasına uğrar, davarları ve eşyasıyla beraber taş olur.

4- Değirmenin suyu kurur, dede ortadan kaybolur.

Anadolu' nün pek çok yerinde rastladığımız kutsal suya saygısızlık sebebiyle cezalandırma motifini burada da görmekteyiz.

Bir başka cezalandırma sebebine bağlı taş kesilme motifini Sözünde Durmayan Çoban (2) adlı efsanede görüyoruz. Efsanenin motifleri şöyledir:

1- Taşlık ve kayalık bir yerde sürüsüyle beraber yolunu şaşıran çoban, kendilerini susuzluktan kurtarırsa Allah'a 7 kurban adadığını söyler.

2- Dilek kabul olur ve bir dereden su kaynamaya başlar.

3- Çoban 7 tane bit öldürerek "İşte sana 7 tane kurban" diyerek Tanrı ile alay eder.

4-Bu saygısızlığı üzerine Tanrı, çobanı sürüsüyle beraber taş eder.

Bir çok bölgede benzerlerini gördüğümüz bu efsanede de sözünde durmamak ve Tanrı ile alay etmek sebebiyle taş kesilme motifini görmekteyiz.

Nizip'in batısında bulunan Taşbaş(3) denilen tepede bulunan ve insan siluetini andıran taşlar için şu efsane anlatılır:

1- Odun toplamak için bir tepeye çıkan yedi kız kardeş, kendilerine doğru gelen kötü niyetli yedi atlıdan korkarlar.

2- Kızlar, atlıların taş edilmeleri için Allah'a dua ederler.

3- Kızların duası kabul olur ve atlılar taş olurlar.

Bu efsanede, kötü niyetli olan kişiler, savunmasız kişilerin bedduası üzerine taşa dönüşmektedirler. Kötü niyetli insanlardan kurtulmak için yapılan dua üzerine taşa dönüşme motifinin bulunduğu bir başka efsane de Nizip Eren Köyü'ndeki Aşık Taşı(4) için anlatılan efsanedir:

1- Evlenmelerine aileleri tarafından izin verilmeyen iki genç kaçarlar.

2- Fırat'ın kıyısından karşıya geçerlerken kızın ailesi yetişir.

3- Delikanlı taş olmaları için dua eder.

4- Delikanlı ve kız bulundukları yerlerde taşa dönüşürler.

Nizip'e bağlı kale Meydanı Köyü'nde Fırat'ın kıyısında Aşığın Başı (5 ) denilen bir yer vardır. Burada kıyıda bulunan kaya parçası için şu efsane anlatılmaktadır:

1- Birbirini seven iki genç, kızın ailesi evlenmelerine izin vermediği için kaçmaya karar verirler.

2- Fırat'ın kıyısına indiklerinde kızın ailesi yakalar ve kızlarını alırlar, oğlan yüzerek karşı kıyıya geçer.

3- Oğlan taş olmayı diler ve Fırat'ın diğer tarafında taş olur.

Nizip'ten tespit edilmiş olan yukarıdaki ilk iki efsanede zor durumdan kurtulmak için taşa dönüşmeyi görüyoruz Böyle bir durum üçüncü efsanede de sezilmektedir. Ancak, Taşbaş efsanesinde kötü niyetliler taşa dönüşmektedirler, Burada bir beddua söz konusudur. Aşık Taşı efsanesi ile Aşığın Başı efsanesinde efsane kahramanları zor durumdan kurtulmak için taşa dönüştürülmelerini dilerler. Âşığın Başı efsanesinde de bir anlamda zor durumdan kurtulmanın söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.

Gaziantep ile Şanlı Urfa illerinin sınırlarını Fırat nehri oluşturur. Bu efsanenin geçtiği yer, Şanlı Urfa'mn bir iki yıla kadar GAP projesi nedeniyle baraj suyu altında kalacak olan ilçesi Halfeti'dir. Ancak ilçe Fırat'ın iki yanına kurulmuş olup, batısında kalan kısım Gaziantep'e, doğusunda kalan kısım ise Şanlı Urfa'ya bağlıdır. Efsanedeki delikanlı Fırat'ın Şanlı Urfa'da kalan kısmandın Halfeti'den, Kale Meydanı tarafına geçmektedir. Efsaneye konu olan taş da Gaziantep'e bağlı Nizip ilçesinin sınarlan içerisinde kalmaktadır. Görüldüğü gibi efsanelerin sınırları ile illerin; hatta ülkelerin sınırları bir hayli farklıdır. Bu yüzden Gaziantep'teki halk anlatmaları ile Kahraman Maraş ve bilhassa Şanlı Urfa'ya mahsus olanlar arasında önemli benzerlikler vardır.

Gaziantep'ten tespit edilmiş olan taş kesilme motifine yer veren efsaneler, Türkiye'nin diğer yerlerinde görülen aynı konudaki diğer efsanelerle paralellikler göstermektedir. Gaziantep'te Sözünde Durmayan Çoban efsanesinde anlatılan adağını yerine getirmeyerek Tanrıya yedi tane bit kurban eden çobanın, Ağrı'nın Taş olan Çoban (6) efsanesindeki adağını yerine getirmeyip yedi tane bit kurban eden çobanla, Erzurum-Çat'ta Ejder ve Çoban (7) efsanesindeki ejderden kurtulduktan sonra adağını yerine getirmeyip yedi tane bit öldüren çobandan pek farkı yoktur. Yurdun uzak köşeleri arasındaki bu benzerlik gösteriyor ki efsaneler her ne kadar mekana bağlı ise de dolaşarak yeni mekanlara yakışabilmektedirler. Yukarıda Nizip'ten tespit edilmiş olduğunu belirttiğim iki sevgilinin anlaşarak kaçması motifinin bulunduğu efsaneler de, taş kesilme motifine yer veren efsanelerin genel olara en fazla rastlamlanlarındandır.


B. BİR HAYVANA DÖNÜŞMEK SURETİYLE ŞEKİL DEĞİŞTİRME

Gaziantep'te bazı hayvanların türeyişleri, biçimleri ve hususiyetleri ile ilgili olarak anlatılan halk anlatmalarında hayvana dönüşmek suretiyle şekil değiştirme motifinin bulunduğunu görmekteyiz. Zor durumdan kurtulma dileği ya da cezalandırma amacıyla gördüğümüz şekil değişiklikleri, insandan ayıya, kuşa, kekliğe, kaplumbağaya ve şempanzeye dönüşmek şeklinde gerçekleşmektedir. Bu tür efsanelere geçmeden önce motifleri bakımından farklı özellikler arz eden Bir Güvercin Avı(8) adlı efsaneyi ayrıca incelemek istiyorum. Efsane şöyledir:

1- Avcının biri bir ağaçtaki güvercini vurmak için üç defa nişan alır.

2- Her seferinde ağaçtaki güvercin insan olarak şekillendiğinden vazgeçer.

3-Hayal gördüğünü zannederek dördüncü defada tetiği çeker,ancak hemen bayılır.

4- Avcıya nefes etmesi için Gazali 'ye götürürler.

5- Yolda ayılan adamı karşısında gören Gazali, göğsünü açarak, "Bak beni ne hale koydun," der.

Gaziantep'te avcılar güvercinleri avlamaz, onları Gazali'nin koruduğuna inanırlarmış. Gazali'nin Gaziantep'te yaşamış olduğuna dair gerek yazılı kaynaklarda, gerekse halk arasında bilgi ve rivayetler mevcuttur. Türbesinin de Antep kalesinin burçlarının birinin içinde kapıya inen yolun hemen başladığı yerde bulunduğu söylenmektedir. Kayacık Semtinde Gazali sokağı, Yazıcık semtinde vaktiyle bulunan Hamam Gazal ve benzeri bilgiler de Gazali'nin Gaziantep'te yaşadığı rivayetini kuvvetlendirmektedir.

Bu efsaneden anlaşıldığına göre Gazali, istediği zaman insan, istediği zaman güvercin kılığına girebilmektedir. Bu efsanedeki şekil değiştirme motifinde bir süreklilik yoktur. Halbuki efsanelerdeki şekil değiştirme motifinde süreklilik vardır. Efsane bu yönüyle masal motifi taşımaktadır. Masallardaki şekil değiştirme motifinde süreklilik bulunmaz. Masal kahramanı diyelim ki kuşa dönüşebiliyorsa kimi zaman kuş, kimi zaman insan olarak karşımıza çıkabilir. Veya hangi şekle dönüşebiliyorsa dilediğinde insan olarak ortaya çıkabilir. Bu şekildeki şekil değiştirme motifi tespit ettiğim bir çok Gaziantep masalında da mevcuttu.

Şekil değiştirme motifinin bulunduğu diğer efsanelerdeki şekil değiştirme sebebi bu efsanede görülmez; burada bir keramet söz konusudur. Şekil değiştirme, bir din büyüğünün kerameti olarak gerçekleşmektedir. Efsane kahramanının keramet sebebiyle dilediği kılığa girebildiği bir başka Gaziantep efsanesi de bir başka ermiş kişi için , Hacı baba için anlatılan efsanedir. Gaziantep halkının adak ve ziyaret yeri olarak da gittiği, Hacı Baba semtinde bir türbesi bulunan Hacı Baba (9) ile ilgili efsaneye göre de Hacı Baba çirkin, üstü başı yırtık bir kişi iken bir pencerede görerek aşık olduğu kızın kendisiyle alay etmesi üzerine keramet göstererek, önce kentin sönen ışıklarını ağzından çıkan bir kıvılcımla yakar, sonra da silkinerek çok yakışıklı bir delikanlıya dönüşür.

Gaziantep'te hayvanlar için anlatılan efsanelerde görülen şekil değiştirme şu sebeplerle gerçekleşmektedir:

A. Kötü huylar (yalan ve hile)

B. Utanılacak veya güç bir durumdan kurtulma.


A Kötü Huylar:

Bu efsanelerde efsanedeki hayvan vaktiyle insandır ve kötü bir davranışı üzerine hayvana dönüştürülerek cezalandırılır. Biçim ve özelliğinde o kötü huyunu çağrıştıracak bir hususiyet taşır.


Şempanze(\0):

a.
Şempanze vaktiyle boyacılık eden bir insandır.

b. Yalan söylediği için Allah'ın öfkesine uğrayıp şadıya (şempanzeye) dönüşür.

c. Bu arada kırmızı boyalı elini arkasına sürdüğü için arkası o rengi alır.


Kaplumbağa (tosbağa)(II):

a. Kaplumbağa Arasa' da alım satımda çalışmaktadır.

b. Tahıl ölçerken hile yaptığı için ölçeği başına geçmiş ve kaplumbağaya dönüşmüştür.

Kaplumbağa ile ilgili olarak Kahraman Maraşlı bir hanımdan dinlediğim bir efsane şöyledir. Kaplumbağa vaktiyle genç bir gelinmiş. Bu gelinin hırsızlık yapmak gibi kötü bir huyu varmış. Bir gün evden hırsızlayıp çalmak için çelikle buğday ölçüyormuş. O esnada kayın pederi görmüş. Gelin çok utanmış. Utancından ve saklanma isteğinden çeliği başına geçirmiş ve kaplumbağaya dönüşmüş.(12)

Efsanenin Gaziantep ve Kahraman Maraş varyantlarında kötü bir huy dolayısıyla cezalandırılma söz konusudur. Her iki varyantta da kaplumbağanın şekline uygun olarak bir ölçü aletiyle yapılan eylem söz konusudur.


Keklik (13):

a. Kafirlerin elinden kaçarak bir kavağa saklanan Hz. Ali'yi keklik görerek haber verir.

b. Kafirler Hz. Ali'yi bulup yaralarlar, keklik de kanından içer.

c. Allah, bir insan olan kekliği kuşa çevirerek cezalandırır.

Cezalandırılma sebebiyle kuşa dönüştürülmede genel olarak kuşlar daha az, diğer hayvanlar daha fazladır. İnsan asıllı kuş efsanelerinin pek çoğunda, kuş olup uçma bir kurtuluş yolu olarak karşımıza çıkar. Belki de insan,gökleri bir uçtan bir uca fethe çıkabilen kuşlara gizliden gizliye bir imrenme duyduğu içindir.


B. Utanılacak Bir hal veya Güç Bir Durumdan Kurtulma :

Bu tür efsanelerde efsane kahramanı utanç verici bir durumdan kurtulmak için şekil değiştirmeye razı olur veya zor bir durumdan bir hayvana dönüşerek kurtulur. Bu durum kimi zaman efsane kahramanının dileği sonucu gerçekleşirken kimi zaman da böyle bir dilek bulunmaz.

1- Kendi duası ile şekil değiştirme:


Ayı (14):

a. Ayı aş ermekte olan hamile bir kurt gelini imiş.

b. Canı kebap ister, ölen bir katırın etini kebap edip yerken kayın pederi tarafından görülür.

c. Utancından hayvan olmayı diler, ayı olup dağa çıkar.


Tavşan (15):

a. Tavşan vaktiyle eşekmiş. İnsanların elinden eziyet çektiği için "Allah'ım ne olur beni bu halden kurtar" diye dua etmiş.

b. Duası üzerine tavşana dönüştürülmüş. Kulaklarının uzunluğu ve etinin ötürüğü bundanmış.

2- Herhangi bir dilekte bulunmadan şekil değiştirme


İbibik (16):

a. Genç bir gelin olan ibibik aynanın karşısında saçını tararken kayın pederi tarafından görülür. Çok utanır.

b. Allah da onu ibibik kuşu yapar. Başındaki kepez o tarağı imiş.

Ayı ve tavşan ile ilgili efsanelerde utanılacak durumdan veya eziyetten kurtulmak için efsane kahramanlarının şekil değiştirmek istediklerini bu dileğin gerçekleştiğini görmekteyiz. İbibik kuşu ile ilgili efsanede gelinin bir dileği olup olmadığı kayıtlı değildir. Sadece çok utandığı belirtilmektedir.

Hayvanlarla ilgili şekil değiştirme motifinin söz konusu olduğu bu efsanelerde efsane kahramanı insandan hayvana dönüşürken tavşanda farklı bir durum vardır, burada hayvandan hayvana dönüşmek söz konusudur.

Gaziantep efsanelerinde gördüğümüz herhangi bir hayvana dönüşmek suretiyle gerçekleşen şekil değişiklikleri Anadolu'da ve Türk dünyasında rastladığımız benzerleriyle paralellikler gösterir. Sivas'ta taranırken kayın pederi tarafından görülen gelinin kuş olmak istemesi, Azerbaycan'da başını yıkarken kayın pederi tarafından görülen gelinin kuş veya taş olmayı istemesi (17) örneklerinde olduğu gibi.

Efsanelerdeki olaylar, aile hayatı, toplumun değer yargıları, kişilerin toplum içerisinde aldıkları rollerle ilgili önemli ipuçları taşırlar. Bunu yukarıdaki efsanelerin kimilerinde net bir şekilde görmekteyiz. Yukarıdaki ibibik kuşu ve ayı ile ilgili efsanelerde utanma üzerine şekil değiştiren taze gelinin, bu durum, yaşı ve aile içindeki rolüyle yakından bağlantılıdır. İşte efsanenin mantığı...

Gaziantep efsanelerinde bir hayvana dönüşmek suretiyle görülen şekil değişiklikleri tek şekle dönüşmek şeklindedir . İncelediğim bu efsanelerde birbirine bağlı şekil değişiklikleri söz konusu değildir.

Gaziantep'te hayvanlarla ilgili olarak anlatılan benim ulaşıp tespit edebildiğim efsaneler içerisinde şekil değiştirme motifine yer verenler bunlardır. Gaziantep'te hayvanlarla ilgili olarak anlatılan daha pek çok efsane vardır. Yılan, serçe, kumru, yarasa, tavus kuşu gibi hayvanlarla ilgili olarak anlatılan bu efsaneler o hayvanların yaradılışları ve hususiyetleri bakımından açıklayıcı mahiyet taşımaktadırlar.


C.HERHANGİ BİR TABİAT VARLIĞINA DÖNÜŞME

Taş veya hayvandan başka bir tabiat varlığına dönüşme motifinin bulunduğu tek efsane örneğimiz bulunmaktadır. Bu efsane bir nevi beddua üzerine şekil değiştirme motifinin biraz farklı bir şekilde bulunduğu bir efsanedir. Hz. Ali ve Sürüsü(18) le ilgili olan efsane şöyledir:

1- Düşmanını yenen Hz. Ali, kendisine ait koyun ve keçileri alarak dağa çıkar.

2- Sürüsünü otlatmaya bırakıp, kendisi de şalvarını yıkamakta olan Hz. Ali'ye daha evvel yendiği düşmanları beddua ederler.

3-Beddua üzerine Hz. Ali'nin koyun ve keçileri orman haline gelir, elindeki şalvarı da iki kolu olan bir dere olur.

Beddua üzerine taşa dönüşme motifinin bulunduğu diğer efsanelerden burada önemli bir farklılık görüyoruz. Bu efsanede şekil değiştirme, düşmanın bedduası üzerine gerçekleşmektedir. Düşmanların bedduasının tutması rastlanan bir durum değildir, hele de bedduaya uğrayan Hz Ali gibi oldukça mühim bir din büyüğü ise. Ancak bedduaya uğrayan doğrudan doğruya Hz. Ali değil, eşyası ve sürüşüdür . Eşya ve sürünün dönüştüğü şekil de orman ve sudur. Aslında orman ve suya dönüşmek de kötü bir şey değildir. Türk kültüründe ağaç ve suya verilen değer açısından bakarak buradaki şekil değiştirmenin beddua sonucu uğranacak bir ceza olmadığını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak Gaziantep'te tespit edilen şekil değiştirme motifine yer veren efsanelerin, Anadolu'nun ve Türk dünyasının diğer yerlerindeki benzerleriyle yakın özellikler taşıdığını belirtebiliriz. Gaziantep'te yazılı ve sözlü kaynaklardan tespit ederek incelediğim yaklaşık altmış efsane içerisinde on iki efsane şekil değiştirme motifini taşımaktadır. Bu on iki efsanenin beş tanesi taş kesilme , beş tanesi insan asıllı iken her hangi bir hayvana dönüşme, bir tanesi hayvandan hayvana dönüşme, bir tanesi de herhangi bir tabiat varlığına dönüşme motiflerini taşımaktadır. Gaziantep efsanelerinde görülen şekil değişikliklerini, sebeplerini şu şekilde gruplandırmak mümkündür:

1-Utanma ve Zor bir durumdan kurtulmak için şekil değiştirmeyi dileme.

2-Bir kişinin bedduası üzerine şekil değiştirme. 3-Kötülüğün cezalandırılması. 4-Keramet sahibi olma.

Şekil değiştirme motifine yer veren Gaziantep efsaneleri, diğer bölgelerdeki benzerleriyle paralellik göstermekle birlikte, diğer halk anlatmalarında olduğu gibi muhakkak bölgesel hususiyetlerle karşımıza çıkmaktadır. Gaziantep efsaneleri, efsane dünyasının zengin ve hayli kalabalık bir bölümüdür.


NOTLAR

Bu bildiride yazılı kaynaklardan alınarak incelenen efsane metinleri aşağıdaki kaynaklarda bulunmaktadır. Her efsanenin hangi kaynak eserden alındığı parantez içindeki sayılarla belirtilmiştir. Metnin içerisinde, efsanelere verilen sayılar, aşağıda her kaynağın sonunda parantez içerisinde yer almaktadır.
 
Top