Embriyonun Sağlıklı Gelişmesi Için Anne Adayının Yapması Gerekler

Suskun

V.I.P
V.I.P
Op Dr Kayhan Yakın'ın üç aşamalı olarak ele aldığı gebelik dönemi anne adaylarının dikkat etmesi gerek hususlar aşşağıda yer almaktadır
299970.jpg
1 Üç ay (1, 2 ve 3 aylar arası)



Gıdalarla tüm vitaminlerin yeterince alınabilirken, folik asit ihtiyacı tam olarak karşılanamamaktadır Bu nedenle dikkat edilmesi gereken nokta, folik asit vitamininin eksik edilmemesidir Aslında folik asit takviyesine gebelikten yaklaşık 3 ay önce başlayarak bebekte gözlenebilecek sinir sistemi anomalilerin önüne geçilebilmektedir Eğer erken başlanmadı ise folik asit desteği için en ideal olanı içerisinde 800-1000 mg folik asit barındıran bir multivitamin kullanmaktır Gıdalar seçilirken süt ürünlerine mutlaka ağırlık verilmeli, her gün mutlaka süt, yoğurt ya da peynir tüketilmeli ve pastörize olmasına dikkat edilmelidir Çiğ et barındıran gıdalar tüketilmemeli, hijyenik açıdan riskli gıdalardan uzak durulmalıdır Gebeliğin tüm dönemleri için geçerli uyarı, gebelikte sıvı ihtiyacının fazla olmasından dolayı bol sıvı alımının ihmal edilmemesidir Su ve doğal meyve suları gibi sıvıların bol tüketimi oldukça faydalıdır Gebeliğin erken döneminde, özellikle 6-12 haftalar arasında sabahları bulantı ve kusma yaşanabilir Kahve, yağlı ve aşırı baharatlı yiyecekler, sigara kokusu, parfüm gibi bazı kokular bu şikayetleri arttırır Çoğul gebeliklerde daha da sıkça görülen bu şikayetler bazen gebeliğin ilk habercisi olabilir Üç gün süre ile hergün üç kezden fazla kusma ya da sürekli kusma olması yeterli besin almanızı engelleyerek kilo kaybına ve bebeğin de beslenmesinin bozulmasına neden olur Böyle bir durumda hastanede kısa süreli bir misafirlik ile serum, mineral ve vitamin desteği gerekebilir

Gebelik süresince damarların genişlemesine bağlı olarak kan basıncının da düşmesiyle yorgunluk, baş ağrısı, bulantı ve hatta bayılmalar olabilir Kalp atışlarındaki hızlanma, daha fazla kanın daha hızlı şekilde damarlarda dolaşmasına neden olur; böylece bebeğin oksijen ihtiyacı karşılanır ve vücut ısısı da artar Bazen yaşanan burun tıkanıklığı veya burun kanaması ile dişleri fırçalanırken diş etlerinde kanama olması da bu nedenledir Bu dönemde hipotansiyon yönünden dikkatli olmak gerekir Oturulan yerden veya yataktan hızlıca kalkmak ve gün içerisindeki çok yoğun aktivite, efor hipotansiyonu şiddetlendirebilir, başdönmesi ile bayılma görülebilir Bu açıdan hareketleri biraz yavaşlatmak, gebelik öncesi hızlı hareket alışkanlıklarını sınırlandırmak ve başdönmesi hissedildiğinde en kısa sürede istirahat oldukça önemlidir

Düşük riski özellikle ilk 10 hafta içerisinde daha yüksektir Bu dönemde gözlenecek bir kanama halinde, hemen istirahata geçerek doktorunuza haber vermeniz gerekir Kahverengi leke tarzı kanamalar sık görülür Asıl korktuğumuz açık kırmızı renkli kanamadır Doktor kontrolünü takiben mutlak istirahat gerektirir

İlk 3 ay içerisinde bebeğin tüm organlarının gelişmesinden dolayı özellikle bu dönemde kullanılan tüm ilaçların, doktorun kontrolünde olması gerekir Gerekmedikçe çok sayıda vitamin kullanımından, gereksiz antibiyotik veya ağrı kesici kullanımından kaçınılmalıdır Düşük riski halinde bazı gebelerde faydalı olabileceği düşünülerek kullanılan progesteron içeren hap ve iğnelerin de tüm gebeliklerde, “Aman düşük olmasın” zihniyetiyle kullanımından kaçınılmalıdır

Bu dönemin son haftasında (12-13 haftalar) bebeğin ilk anomali taraması yapılacaktır Ultrasonografide bebeğin ense bölgesinin, burun kemiğinin ve genel ölçümlerinin değerlendirilmesi ile kanda yapılacak bazı hormon ölçümleri sayesinde bebeğin anomali taşıma riski belirlenir Doktorunuza önemli ipuçları vermesi açısından bu inceleme kesinlikle atlanmamalıdır
bebek1%281%29.jpg
2 Üç ay (4, 5 ve 6 aylar arası)

Bu dönem gebeliğin keyfine daha iyi bir şekilde varılabildiği dönemdir Vücudun gebeliğe adaptasyonu ile birlikte rahatsızlıklar hafifler, bebeğin haraketlerinin hissedilmesi ile birlikte anne ile bebek arasındaki duygusal bağ çok farklı bir boyut kazanır Bu dönemde iştahta artış olur ve kilo alımı hızlanır Karbonhidrat açısından zengin olan gıdalar (ekmek, makarna, hamur işi tatlılar) kilo artışını hızlandırır Kilo artışını kontrolde tutmak için diyette gerekli bazı düzenlemeler yapmak gerekir Ancak her gün yarım saatlik hafif tempoda bir yürüyüş veya yüzme, kilo kontrolünü sağladığı gibi kasların da gücünü yitirmemesine yardımcı olur

Bu dönemde ayak ve bacaklarda sıkça görülen kramplara magnezyum ve kalsiyum takviyesi yapılması şikayetleri azaltır Gebelik süresince progesteron hormonu, mide ve bağırsaklardaki düz kaslarda gevşeme, bağırsak hareketlerinde azalma ve kabızlığa, mide asidinin yemek borusuna kaçması ise yemek borusunda yanmaya neden olur Yemeklerin uzun süre sindirim sisteminde kalması, daha çok besin maddesinin emilimini sağlayarak bebeğin daha iyi beslenmesini sağlar Gebeliğin özellikle son dönemlerinde görülen kabızlık sonrası aşırı ıkınmanın, hemoroid oluşmasında rolü vardır Bu dönemde büyüyen bebeğin ve vücudun hayati organlarının ihtiyacını sağlamak için, annenin kalp atım hızında artış olur ve pompalanan kan artar Eğer daha önceden kalp hastalığınız varsa gebelik kalbinize ekstra yük olacaktır

Kanlanmanın artışına bağlı olarak vajinal akıntıda da artış olur Akıntının kokulu olması ve kaşıntı ile birlikte görülmesi, ilişki sırasında yanma yaşanması, tedavi gerektiren bir enfeksiyon olduğunu düşündürür Tedavi edilmeyen vajinal enfeksiyonlar düşük ve erken doğuma neden olabilir 16-18 haftalarda bebeğin anomali testi tekrarlanmaktadır (üçlü test) Daha önce yapılan ikili test (12-13 haftalarda) veya bu dönemde yapılan üçlü testte anomali riskinde bir artış saptandı ise, amniosentez ile bebeğin genetik yapısının değerlendirilmesi gerekir

26 haftada ise gebeliğe bağlı diyabet araştırılması yapılmaktadır Bu amaçla 50 gram şeker içilmesini takiben, bir saat sonra kan şekeri ölçülür Eğer yüksek düzeyler saptanırsa, daha detaylı tetkiklere geçilir Gebeliğe bağlı diyabet genellikle diyet ile kontrol altına alınabilir
bebegrossesse_semaine40.jpg


3 Üç ay (7,8 ve 9 aylar)


Gebeliğin bu döneminde alınan kilolar, taşınan bebeğin ağırlığı ve duruş pozisyonundaki değişiklikler sırt ağrılarına neden olabilir Bazı gebelerde gebelik hormonlarının etkisiyle kalça kemiklerinin birleşim yerlerinde gevşeme olur, kalçalarda ve öndeki çatı kemiğinin üzerinde ağrı ve sancı hissedilebilir Son üç ayda ani ve ağır hareketlerden kaçınmak gerekir Bazı gebeler yürürken zorluk çekerler Gebeliğin bu döneminde rahimin ve bebeğin büyümesi kaburgalara baskı yaparak ağrıya neden olabilir

Gebeliğin son dönemlerinde bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik sık görülür Yüz, el ve el bileklerinde şişme olması, pre-eklampsiye gidişin habercisi olabilir Gebeliğin bu döneminde bazı gebelerde kan basıncı yükselir ve pre-eklampsi olarak adlandırılan riskli bir tablo ortaya çıkabilir Bu nedenle son 3 ay kan basıncı ölçümlerine özen göstermek, atlamamak gerekir

Gebelik devam ederken rahim kasları, doğuma hazırlık için yaklaşık 20 -30 saniye süren “Braxton Hicks kasılmaları” adı verilen geçici kasılmalar gösterir Bu kasılmalar, hafif adet sancısı veya karında hafif gerginlik şeklinde hissedilir Gebeliğin bu dönemlerinde, bebeğin başının doğum kanalına yerleşmesiyle idrar torbasına baskı olur ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı duyulur Gebeliğin son dönemlerinde öksürme ve gülme sonucu, idrar kaçırma şikayeti ortaya çıkar Her ne kadar sık idrara çıkma ihtiyacı zahmetli bir hal alsa da bol sıvı tüketiminden vazgeçilmemelidir Meyve ve sebzelerin yine bol tüketimi hem kilo kontrolünde hem de kabızlık şikayetinin hafifletilmesinde yardımcı olacaktır

Bebeğin büyümesi ile birlikte rahim ve karın büyür Yatış pozisyonunda zorluk ortaya çıkar Sırt üstü yatmak annede rahatsızlık yarattığı gibi, bebeğe giden kan akımında da azalmaya neden olur Sırt üstü yatmaktan kaçınmalı, mümkün olduğunca tercihen sol yan pozisyonunda yatmak gerekir

Doğum işaretleri konusunda da bilgili olmak gerekir 37 haftanın altında bu işaretlerin görülmesi erken doğum habercisi olacaktır Karında düzenli aralıklarla sertleşme, kasılmalar, vajende bir bardak suyun boşalması gibi bir his, kanlı bir akıntı, erken veya vakitli bir doğumun başladığını gösterir ve hemen doktorunuza haber vermenizi gerektirir
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
GEBELİKTE SİGARA KULLANIMI

Hamilelikte sigara içmek, ceninin büyümesini yavaşlatır, yeni doğduğunda bebeğin kilosu normalden az olur ve vücudun zararlı bakterilere karşı bağışıklılığı azalır Düşük yapma ve erken doğum tehlikesi, sigara içen annelerde her zaman büyüktür Bunların yanında annenin kanından alınan oksijen'in sigara içiminden dolayı azalması, uzun süreli olarak, çocuğun vücutsal ve zihinsel gelişimini engellemektedir
Gebelik döneminde sigara içilmesi bebeğin akciğer gelişimini ve kapasitesini olumsuz etkileyerek bebeğin ileride akciğer problemleri ile karşılaşmasına neden olur Gebeliklerinde sigara içen kadınların çocuklarında okul döneminde öğrenme güçlüğü tespit edilmiştir Bunun da anne karnında bebeğin karbonmonoksit gazına maruz kalmasına ve beynine giden oksijenin azalmasına bağlı olduğu düşünülmektedir

Prof Dr Rıza Madazlı, yaptığı açıklamada, gebelikte sigara kullanımının hem anneye hem de karnındaki bebeğin sağlığına ciddi etkileri olduğunu belirterek, "Düşük doğum ağırlıklı çocuk doğurma, erken doğum, plasentanın yerinden erken ayrılması, ani çocuk ölümü sendromu ve okul çağında düşük performans ile ilişkili olduğu bildirilmektedir Sigara içim sayısı artınca, olumsuz sonuçların oranı da artar" diyor

Sigara fetusu nasıl etkiliyor?

Sigaranın içinde 3000’den fazla kimyasal madde var Bunların fetus üzerine etkileri kesin olarak bilinmiyor Bu kimyasal maddeler içinde üzerinde durulan 3 tanesi; nikotin, karbon monoksit ve siyanid Prof Dr Rıza Madazlı, bu maddelerin fetus üzerindeki etkisiyle ilgili olarak şöyle konuşuyor:
“Nikotin kuvvetli bir damar büzücü ajandır ve rahime giden kan akımını azaltarak etkili olabilir Karbon monoksit hücrelere zarar vererek gelişme geriliğine neden olabilir, ayrıca kanın oksijen taşıma yeteneğini de azaltır Siyanid de direk olarak hücreler üzerine toksik etkiye sahiptir Bununla birlikte, anneleri doğum öncesi dönemde sigara içen çocukların akıl ve kas yapısı gelişimlerinin de geri olduğu bildirilmiştir

Düşük doğum ağırlıklı çocuk
Özellikle düşük doğum ağırlığı ile sigara kullanımı arasındaki ilişki çok net olarak ortaya konulmuş durumda Yapılan epidemiyolojik çalışmaların gebelikte sigara kullanımı ile düşük doğum ağırlığı arasındaki ilişkiyi çok açık olarak ortaya koyduğunu belirten Prof Dr Rıza Madazlı, “Bu olumsuz etki kullanılan sigara sayısı arttıkça daha da artmaktadır Ayrıca, sigara içen kadınlar daha az ve düzensiz beslendiklerinden, bu olay da fetusun gelişimine olumsuz etkide bulunabilmektedir” diye ekliyor

vMaternal ( gebelik sırasında ) sigara içiminin (aktif veya pasif) gebelik ve çocuk üzerine olan etkileri

o Kanıtlanmış Etkileri:
+ Çocuğa Olan Etkiler:
Spontan ( kendiliğinden ) düşük sıklığını arttırır Akut ve Kronik fetal distres sıklığını arttırır İntrauterin gelişme geriliği görülme sıklığını arttırır Düşük doğum ağırlıklı bebek sıklığını arttırır Prematür doğum sıklığını arttırır Doğum sırasında ve sonrasında ölüm ve hastalık riskini arttırır Doğum sonrası fiziksel ve mental gelişmeyi olumsuz yönde etkiler
+ Gebeliğe Etkileri:
Plasenta Previa sıklığını arttırır Ablatio Placenta sıklığını arttırır Erken membran rüptürü sıklığını arttırır Operatif doğum sıklığını arttırır
o Şüpheli Etkileri:
+ Konjenital anomali
+ Doğum sonrası hayatta kanser gelişimi



Sigaranın Patofizyolojik etkileri
1Karbonmonoksit, plasentaya geçerek hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini azaltır
2Nikotin,adrenalin salınımını uyararak vazokontriksiyona neden olur
3Kadmiyum,çinkonun plasentaya geçişini engeller
4Kemiklerden kalsiyum mobilize edildiğinden kemik kaybı artar, B12 vitamininin bağırsaktaki sentezi azalır, C vitamininin kullanımı artar
Fetal ve Neonatal Komplikasyonlar
1Dikkat eksikliği
2Hiperaktivite rahatsızlığı
3IQ düşüklüğü
4Çocukluk dönemi kanser riskini arttırma
5Yeni doğanda SIDS (Sudden Infant Death Syndrome) riskini arttırır
6Çocukluk dönemi astım gelişme riski artar
7Anne sütünü azaltır
8Pnömoni, bronşit, iç kulak enfeksiyonları gibi çocukluk dönemi solunum yolu hastalıkları artar

GEBELİKTE ALKOL KULLANIMI
Gebeliğe hazırlık ve gebelik döneminde alkol tüketiminden kaçınmak gerekir Alkol kadınların vücudundan daha uzun sürede atılır, gebelik öncesi dönemden itibaren alkol kullanılmamalıdır Alkol doğumsal anomalilere neden olur Alkollü içeceğinizi dilüe etmeniz (sulandırmanız) veya içkiden evvel bir şeyler yenmesi alkole karşı reaksiyonunuzu yavaşlatır, fakat alkolün bebeğe geçmesine engel olmaz

Fötal Alkol Sendromu

Günümüze dek fötal alkol sendromunun sadece gebeliği sırasında fazla miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde görüldüğü düşünülmekteydi, fakat daha az miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde de problemlerin görüldüğü ortaya çıktı Gebelik döneminde az miktar alkol alan annelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlığı ve gelişme geriliği görülmektedir Günlük alınan alkol miktarı fazla ise bebeklerde gelişme geriliği, yüz ve kulak deformasyonları, yarık damak ve yarık dudak, sinir sistemi fonksiyon bozukluğu, zeka geriliği, diş gelişiminde problemler, iskelet sistemine ait bozukluklar, kalp, karaciğer ve üreme sistemine ait problemler görülür Bu çocuklarda daha ileri yaşlarda davranış bozukluğu, hiperaktivite ve okulda başarısızlık da görülür Fazla miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde nöral tüp defektleri ve kromozomal anomalilere de rastlanır

Gebeliğin ilerleyen zamanlarında alkol alımı kesilse dahi bebekteki gelişim geriliği devam eder Gebeliğin ilk dönemlerinde alınan alkol bebeğe büyük ve kalıcı zararlar verir Fazla miktarda alkol alan kadınlarda gebelik öncesinden itibaren alkol alımı kesilmezse bebekte görülebilecek doğumsal problemleri önlemek mümkün olmaz Anne için alkol tüketiminin güvenli olduğu bir miktar belirlenememiştir Gebelikten önce alkol alımını tamamen kesmek gerekir Eğer doğum kontrolü uygulanmıyorsa menstrual siklusun ikinci yarısında kesinlikle alkol alınmaması gerekir

Alkolün Patofizyolojik Etkileri
1Çeşitli besinlerin emilimini engeller
2Tüm hücrelerin bölünme ve büyüme sürecine zarar verir
3Nöral farklanmayı bozar
4DNA sentezini inhibe eder ve fetüse amino asit sağlanmasını engeller

GEBELİKTE AMFETAMİN KULLANIMI

Buz ve mavi buz olarak bilinen amfetaminler kokain gibi özellik gösterdikleri için benzer durumlarda kullanılmaktadırlar
Maternal Komplikasyonlar
1Ablasyo plasenta
2Hiperaktivite
3Unutkanlık (İnsomnia)
4İştah kaybı
5Kardiyak ritim bozukluğu görülebilir
Perinatal Etkiler
1İntrauterin büyüme geriliği
2Beyin gelişiminde azalmalar
3Kongenital anomaliler
4Fetal stres
4Neonatal gerileme yapabilir

GEBELİKTE EROİN KULLANIMI
En yaygın olarak damardan çekme olarak bilinen intravenöz yolla kullanılır İlacın içilmesi yada inhale edilmesi iğneden geçen HIV korkusundan dolayı daha popülerdir
Maternal komplikasyonlar
1Gebede preterm doğum riski 3-7 kat artar
2Hepatit, tüberküloz, HIV gibi enfeksiyon komplikasyonları artar

Fetal ve Neonatal komplikasyonlar
1Preterm ve prematüre doğum
2Fetal akciğer olgunlaşmasını hızlandırdığı, fakat mekonyumlu amniyon sıvısı riskini arttırır ve ani bebek ölümü sendromu riski daha yüksektir
3Prenatal eroine maruz kalan bebeklerin %60-80’inde yoksunluk belirtileri vardır
4Postnatal büyümede yetersizlik, hafif derecede gelişimsel gecikmeler ve davranış bozuklukları gözlenmiştir


GEBELİKTE MARİJUANA KULLANIMI
Maternal komplikasyonlar
1Erkeklerde infertiliteye neden olur
2Fiziksel bağımlılık yapmamakla birlikte psikolojik bağımlılık yapmaktadır
3Sigara içenlerden daha fazla kansere yakalanırlar
4Bir tane marijuananın akciğere etkisi 16 sigaraya eşittir
Fetal komplikasyonlar
1Fetal büyümeye, nöro-davranışsal aktiviteye, gebelik süresine etkisi vardır
2Yeni doğanda huzursuzluk nedeniyle bebek ağladığında avunmada zorlanır Bu yüzden anne bebek iletişimi etkilenir

GEBELİKTE KAFEİN KULLANIMI
Kafein gebelik döneminde uzak durulması gereken bir maddedir Kahve, çay ve kola gibi kafein içeren ürünlerin tüketimi mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır Birçok araştırma gebelik döneminde kafein kullananlarda kullanmayanlara göre daha yüksek oranda doğum defektlerinin görüldüğünü göstermiştir Gebelik döneminde kafeinin metabolizması değişir, yarılanma ömrü yani vücuttan atılma süresi uzar
Eğer kahve ya da diğer kafeinli içecekler fazla tüketiliyorsa, gebelik öncesinde bunların kademeli şekilde azaltılması gerekir Gebelik öncesi dönemden itibaren kola ve bitki çaylarından da uzak durulması faydalıdır Bazı hayvan deneylerinde kafeinsiz kahvenin bebeğin gelişimine olumsuz etkisinin olabileceği gösterilmiştir Araştırmalara göre dekafeinizasyon işleminde kullanılan bazı kimyasalların gelişim geriliğine neden olabileceği düşünülmektedir
 
Top