Congolos, kışın en soğuk günlerinde evlere girdiğine inanılan düşsel yaratık.
Anadolu inançlarına göre eğer bir ölü, karanlık bir oda'da bekletilirse yalnız başına veya üstünden kedi atlarsa, hortlayıp cadı olacağına inanılır. Yaşıyor ise insan ya da köpek eti yiyerek de cadı olabilir. Cadılar inanışa göre toprak ve ceset yiyerek beslenirler. Gece mezarından çıkarak evlere girip yağ, bal, un gibi yiyecekleri birbirine karıştırır. Yatak, yorgan,şilte gibi şeyleri delik deşik edip dağıtır, insanların üzerine taş, toprak gibi şeyler atar. Anadolu'daki Alkarısı (Albastı) inancıda bir tür cadı (vampir) inancıdır. Yozgat yöresinde ise Karakoncolos ya da Congoloz adlı bir tür cadıya inanılır. İnanışa göre bunlarla mücadele edilmezse giderek daha çok kötülük yapar, topuklarından kanını emerek çocukları öldürürler.
Anadolu’da congolos adıyla bilinen inanış, yöreden yöreye küçük farklılıklar içermektedir. Yozgat’ta da kışın en şiddetli zamanı, “Congolos ayı, Congolos girdi, Congolos çıktı” olarak isimlendirilen 7 gün içerisinde (karakıştan [14 Aralık] 4, zemheriden 3 gün alır) ortaya çıkar ve bazı evlere uğrarmış. Açık bulunan su ve yiyeceklerin içine kusup, çişini yaptığından bu su ve yiyecekleri tüketenler marazlanırlarmış. Gece derin uykuda olan bazı kişileri isimleriyle dışarı çağırır, uykulu haldeki kişiyi orman içinde bir yerlere getirip bırakır, uyanamayıp evine dönemeyenler donup kalırmış. Congolos'un eve uğramaması için bu günlerde pancar kaynatmak gerekliymiş.
Yozgat civarında karakoncolos'un adı congolos'tur. Evlere kışın ortasında, soğukların en fazla arttığı zamanlarda (10 ocak- 17 ocak) uğradığı için Yozgat'ta bu günlere “congolos ayı” denir. Mevsim tarifleri “congolos girdi, congolostan sonra”şeklinde yapılır. Bu yaratık, açıkta duran yiyecek küplerine tükürür, idrarını yapar, böylece hastalıklara sebep olurmuş. Bu yolla hastalığa yakalanan insanlara ise ‘marazlı’ denmektedir. Congolos, bazen de uyuyan insanı, yakınlarından birinin sesini taklit ederek çağırır, uyanmazsa alıp götürür, dışarıda soğuktan donmaya terk edermiş. Pancar olan evlere gelmeyeceğine inanılan congolosun evlere uğramaması için pancar pişirilip, eşiklere gömülür veya lohusalara, dünürlere, sevilen kimselere verilirmiş. Bu varlığa yurdumuzun değişik bölgelerinde koncolos, karakoncolos gibi adlar da verilmektedir.
Anadolu inançlarına göre eğer bir ölü, karanlık bir oda'da bekletilirse yalnız başına veya üstünden kedi atlarsa, hortlayıp cadı olacağına inanılır. Yaşıyor ise insan ya da köpek eti yiyerek de cadı olabilir. Cadılar inanışa göre toprak ve ceset yiyerek beslenirler. Gece mezarından çıkarak evlere girip yağ, bal, un gibi yiyecekleri birbirine karıştırır. Yatak, yorgan,şilte gibi şeyleri delik deşik edip dağıtır, insanların üzerine taş, toprak gibi şeyler atar. Anadolu'daki Alkarısı (Albastı) inancıda bir tür cadı (vampir) inancıdır. Yozgat yöresinde ise Karakoncolos ya da Congoloz adlı bir tür cadıya inanılır. İnanışa göre bunlarla mücadele edilmezse giderek daha çok kötülük yapar, topuklarından kanını emerek çocukları öldürürler.
Anadolu’da congolos adıyla bilinen inanış, yöreden yöreye küçük farklılıklar içermektedir. Yozgat’ta da kışın en şiddetli zamanı, “Congolos ayı, Congolos girdi, Congolos çıktı” olarak isimlendirilen 7 gün içerisinde (karakıştan [14 Aralık] 4, zemheriden 3 gün alır) ortaya çıkar ve bazı evlere uğrarmış. Açık bulunan su ve yiyeceklerin içine kusup, çişini yaptığından bu su ve yiyecekleri tüketenler marazlanırlarmış. Gece derin uykuda olan bazı kişileri isimleriyle dışarı çağırır, uykulu haldeki kişiyi orman içinde bir yerlere getirip bırakır, uyanamayıp evine dönemeyenler donup kalırmış. Congolos'un eve uğramaması için bu günlerde pancar kaynatmak gerekliymiş.
Yozgat civarında karakoncolos'un adı congolos'tur. Evlere kışın ortasında, soğukların en fazla arttığı zamanlarda (10 ocak- 17 ocak) uğradığı için Yozgat'ta bu günlere “congolos ayı” denir. Mevsim tarifleri “congolos girdi, congolostan sonra”şeklinde yapılır. Bu yaratık, açıkta duran yiyecek küplerine tükürür, idrarını yapar, böylece hastalıklara sebep olurmuş. Bu yolla hastalığa yakalanan insanlara ise ‘marazlı’ denmektedir. Congolos, bazen de uyuyan insanı, yakınlarından birinin sesini taklit ederek çağırır, uyanmazsa alıp götürür, dışarıda soğuktan donmaya terk edermiş. Pancar olan evlere gelmeyeceğine inanılan congolosun evlere uğramaması için pancar pişirilip, eşiklere gömülür veya lohusalara, dünürlere, sevilen kimselere verilirmiş. Bu varlığa yurdumuzun değişik bölgelerinde koncolos, karakoncolos gibi adlar da verilmektedir.