Atatürk' ün Öğrenime Verdiği Önem

wien06

V.I.P
V.I.P
Atatürk, kurduğu modern devletin devamlılığının, modern ve çağdaş bir eğitimle mümkün olabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle Birinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak, çeşitli vesilelerle öğretmenlere ve halka seslenmiş, eğitimle ilgili konuşmalar yapmıştır. Okulları ziyaret etmiş, derslere girip öğretmenleri izlemiş ve onların kendilerini geliştirmesine önem vermiştir. Atatürk ün eğitime verdiği önem ve bununla gerçekleşen olumlu gelişmeler, diğer milletlere de örnek olmuştur.

Atatürk ün de bizzat içinde bulunduğu eğitim seferberliğinde çok kısa sürede önemli gelişmeler sağlandı. Halkın okuma-yazma seviyesini yükseltmek ve halka yeni harfleri öğretmek için millet mektepleri açıldı. Böylece, topyekun bir okuma yazma seferberliği başlatıldı. Bunlara bağlı olarak, askerliklerini onbaşı ve çavuş olarak yapanların eğitici olarak katıldıkları eğitmen kursları ve köy öğretmen okulları açıldı. Bu okullarda, temel eğitimin yanı sıra, köylümüzün temel ihtiyacı olan tarım bilgileri ve marangozluk, demircilik, duvarcılık gibi el sanatlarının öğretilmesine önem verildi.

Ayrıca 19 Şubat 1932 de yine bu eğitim seferberliğine bağlı olarak, büyük merkezlerde Halkevleri, küçük merkezlerde ise Halkodaları kuruldu. Bu kurumlar, çalışmalarına 9 ayrı alanda faaliyet göstererek başlamışlardır.

Halkevlerinin Çalışma Alanları
1- Dil, edebiyat, tarih
2- Güzel sanatlar
3- Temsil
4- Spor
5- İçtimai yardım
6- Halk dersaneleri
7- Kütüphane ve neşriyat
8- Köycülük
9- Müze ve sergi alanlarıdır.

Halkevleri; okullarını bitiren vatandaşlarımızın, okul sonrası da kültür seviyelerini yükseltmek, Atatürk ilke ve inkılaplarını halka anlatmak için de görev yapmıştır. Sonraki yıllarda bir siyasi partinin etkisiyle faaliyetlerini sürdürmeye başlayan Halkevleri, çok partili hayata geçişten sonra kapatılır. 1960 yılından sonra, özel izinle yeniden açılan Halkevleri, eski işlerliğini bir daha yakalayamaz.

Sürdürülen milli eğitim faaliyetleri neticesinde;
1927 yılında okuma yazma bilenlerin oranı %10.6 iken bu oran 1935 yılında %19.2 ya yükselmiştir.

Okuma yazma bilenlerin nüfusa göre kadın ve erkek oranları 1935 yılında, kadın: %8.2, erkek: %29.3 ve toplamda %19.2 olarak tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tablolardan, Atatürk ün milli eğitime vermiş olduğu önem açıkça belli olmaktadır.

Atatürk ün öğrenime verdiği önemi, aşağıdaki sözlerine bakarak da anlamaya çalışabiliriz:

En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur.

İlim ve fenle ilgili teşebbüslerin faaliyet merkezi ise mekteptir. Bu sebeple mektep lazımdır. Mektep adını hep beraber hürmetle, saygıyla analım! Mektep genç beyinlere, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi bağımsızlığı öğretir... Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir... Memleket ve milleti kurtarmağa çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları lâzımdır. Bunu temin eden mekteptir. Ancak bu şekilde her türlü teşebbüslerin mantıkî neticelere erişmesi mümkün olur.

Memleketimizi, topluluğumuzu gerçek hedefe mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran kültür ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir...Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. Yalnız siz, kültür ordusu mensupları, sizlere bağlı olduğunuz ordunun kıymet ve kutsiyetini anlatmak için size şunu söyleyeyim ki, sizler ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir ordunun fertlerisiniz.
 
Top