• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Anlaşılamayan Kadın Davranışları

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Anlaşılamayan Kadın Davranışları

Anlaşılamayan kadın davranışları üzerine araştırmalarım


Uzun yıllardan beri erkekler tarafından anlaşılamayan kadın davranışları üzerine araştırmalar yapmaktayım.. Bu uzun ve bilimsel olmayan araştırmalarım sonucunda hiçbir ortak paydaya dayanmayan fakat genelde tesbiti doğrulayan bazı özel sonuçlar elde edebildim…
Bu sonuçları bilim dünyasının önüne koyarken bilim adamlarının bunların ne anlama geldiği yönünde incelemeler yapmasının aslında hiçbir sağlıklı sonuç üretemeyecğini kendilerine haddim olmayarak bildirmek istiyorum..

Sabahları yürüyüş yapmayı pek sevdiğim Caddebostan sahili, değişik mevsim koşullarında insana huzur veren bir yerdir..Genelde orada olduğunuzda stressiz ve sağlıklı saatler yaşarsınız..

Böyle günlerden birinde başımdan geçen bir olay, anlaşılamayan kadın davranışları üzerine araştırma yapmamın insanlığın daha sağlıklı bir ilişki düzeyini yaratabilmesi için ne kadar gerekli olduğunu gösterdi bana..

Yağmur bitmiş.. Sabah saatleri.. Bitmiş yağmura rağmen, uzaklardan “olur a belki de yine başlar” kaygısıyla koltuğunun altına şemsiye koymuş bir bayan yaklaşmakta.. Doğal olarak cep telefonuyla enteresan ve onun için çok önemli bir şeyler anlatmakta telefonun öteki ucundakine.. Genelde böyle durumlarda kadınlar çevrelerindeki herhangi başka bir şeyle asla ilgilenmiyorlar..(1. tesbit)..

Sözgelimi; bomba patlasa, yangın çıksa, gökyüzünden bir göktaşı atmosferden de geçip Caddebostan sahiline düşmekte dahi olsa, o telefonda konuşulan konu bunlardan daha önemli değildir..Ne zaman ki anlatılan konu bütün detaylarıyla derdest edilir, o zaman dünyaya ilişkin algılar yeniden açılır onlar için…

Böyle bir manzarada yanımdan bir gün önceki etkinliklerde kullanılan malzemeleri taşıyan, hayli yükünü almış poflaya tıslaya çok ama çok ağır giden bir kamyon geçti..

Doğal olarak bisiklet yolundan gitmekteydi ve şöförün yürüyüş yapan diğer insanlarla hiçbir sorunu yoktu..
Kadın ile kamyon karşı karşıyaydı ve birbirlerine yaklaşmaktaydılar..
Kadın bisiklet yolundan gitmekteydi ve telefonla konuştuğu için yaşama ilişkin diğer algılar doğal olarak kapalıydı..
Yaklaştılar, yaklaştılar, yaklaştılar.. Normal şartlarda kadının kendine aslında ait olmayan bisiklet yolundan yayalara ait olan yürüyüş yoluna doğru küçük bir yön değişikliği yapması bütün sorunları çözecekti..

Öyle olmadı..

Neredeyse birbirlerine çarpacak kadar yakınlaşmışlardı.. Çilekeş kamyon şöförü dünyada her canlının duyduğunda irkileceği kornasını çalmaktan başka seçeneğinin kalmadığını anlamıştı..
O da nafile..

Yüklü kamyon hoplaya zıplaya pısssslayarak durdu…

Tam o son noktada kadın kamyonun yanına doğru meyletti ve yoluna devam etti..
Dayanamadı kamyon şöförü, ve kapıyı açıp ne olduğunu anlayamadığım bazı sözler sarfetti kadına doğru..
Hiç tınmadı o, telefonda konuşmaya devam etti.. Yalnız, koltuğunun altında taşıdığı şemsiyesini birden bire eline alıp, kamyonun kasasına iki kere sert biçimde vurdu!

Böylece aslında ıslanmamak amacıyla aldığını düşündüğümüz şemsiyenin yeri geldiğinde kamyona karşı bir silah olarak kullanılabileceğini de öğrenmiş olduk..

Sonuçlar şöyleydi:
Kamyon şöförünün sinirleri bozulmuştu ve muhtemelen bu olay karısına karşı duyduğu asabi reaksiyonları daha da arttıracaktı…
Yürüyüş yapan kadın o gün yarım kilo zaten vermişti, yolun aslında kendisine ait olduğunu düşündüğü için haklılık konusunda bir kuşkusu yoktu.. Ve kamyona şemsiyeyle vurarak hırsını almış, rahatlamıştı.. Ve bütün bunlar olmaktayken telefonda konuştuğu diğer kişiyle arasındaki konuya ilişkin bilinmeyen herşeyi en ince detayına kadar öğrenmişti..

Aynı anda birçok şeyi halledebilmişti sizin anlayacağınız..
Yani, birbirinden farklı ve alakasız birçok sorunu aynı anda çözebilme yetenekleri vardı..(tesbit 2 ve kesin sonuç)
Olayımızdaki en günahsız varlık olan kamyon, şanslıydı; şemsiyenin darbesi canını yakamazdı, çünkü o bir kamyondu..

Hüseyin Apaydın
 
Top