Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Sosyoloji
Ankara ve İstanbul Ekolü
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 327246" data-attributes="member: 10904"><p><strong><span style="color: red">İSTANBUL EKOLÜNÜN SOSYOLOJİ ANLAYIŞI</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ekol, ele aldığı konunun tarihi gelişim seyrini, ele aldığı konu ile birlikte aktarmasıdır. Toplumsal olaylar iki yoldan incelenebilir. </strong></p><p><strong></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>a) Doğrudan doğruya gözleyebileceğimiz ve tekrarlanan değişmeler</p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>b) Detaylı gözlemle kavradığımız ve tekrar edilemeyen değişmeler. </p><p></strong></p><p><strong>Ekole göre en geniş içtimai zümre sınıftır ve en büyük içtimai münasebetler, sınıf münasebetleri ve sınıf tezatlarıdır. Sosyologlar toplumsal ilişkiler sahasını oluş sırasında kavrayacak ve canlı olayları tespit ederek toplumun yapısına nüfuz edecektir. Daha sonra bu izlenimlerini istatistik, tarih gibi bilimler yardımıyla açıklayacaktır. İnsan varlığı sosyal bilimlerin ortak konusu olarak ele alınır. Sosyolojinin iki önemli konusu hukuk ve iktisat sosyolojisiyle meşgul olmuşlardır. Bu konuda makaleler kaleme almışlardır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Gerek İstanbul ekolü gerekse Ankara ekolü sanat ve edebiyat sosyolojisiyle yakından ilgilenmişlerdir. İstanbul ekolüne göre roman aracılığıyla toplumların ve sınıfların hakim değerlerini saptamak mümkündür. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolüne göre dünyada tek bir medeniyet vardı. O da garp medeniyetidir. Bu manada garplılaşmak demek kapalı medeniyetten açık medeniyete geçmek demektir. Rasyonel düşünce, ilik ve felsefe bu medeniyetin eseridir. Ekol, herşeyimizle Batılı olmamız gereğini savunur. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolünün yakından takip ettiği konulardan biri de din sosyolojisidir. Ekol, tek tanrılı dinlerin, eski dinlerin izlerini taşıdığı ve idin bir tekamül çizgisi izleyerek gittikçe mükemmelleştiği fikrindedir. Ekol, İslamiyet'te eski dinlerin izlerini arar. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ekol, daha çok gelişebilmemiz ve daha çabuk Batılılaşmamız için liberalizm yerine iktisadi devletçiliğin yararlı olacağını ve bu nedenle T.C'nin devletçiliği benimsediği görüşündedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: red">GENEL DEĞERLENDİRME</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>1940'ların sosyolojisi aslında dergiler etrafında şekillenir. Örneğin Fındıklıoğlu'nun çıkardığı İş Dergisi Alman ağırlıklı fikirleri tanıtırken, idealizm eğilimleri taşıyan Mehmet İzzet'e geniş yer verir; Gökalp'i tanıtır. Alman sosyal bilimcilerin yazıları da yer alır. Sosyal Siyaset konularını ele alarak işler. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hilmi Ziya Ülken, İnsan Dergisi'ni yayımlar. Derginin amacı memleketi tanıma meselesine birinci dereceden ehemmiyet vermek ve Durkheim sosyolojisinden ziyade Sabahattin'inin ileri sürdükleri tecrübi sosyoloji yönünün tutulmasıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolü, ders notları ile daha teorik sosyoloji konularını Sosyoloji Dergisi'nde yayımlar. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Fındıklıoğlu, milliyetçilik duygularına hitap eden yazılarına Çığır Dergisi'nde yer verirken, Ülkü'de de yazar. Ayrıca İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi'nde de yayın hayatına devam eder. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ankara ekolüne gelince, A.Ü.D.T.C.F. Dergisi ve Yurt ve Dünya Dergisi ekolün görüşlerini açıklamakta kullandığı dergilerdir. Toplumda tek konuyu ele alarak durum tespitinde bulunmuş ve olayları irdeleme yolunu seçmiştir. Bu konların başında sosyal değişme, Batılılaşma, ekonomi sosyolojisi, köy sorunu, gençlik, ırkçılık, aile sosyolojisi konularını sayabiliriz. Ama ekol, sosyal değişme ve sosyal değişmeyle Batılılaşmak konusunda yoğunlaşmışlardır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ankara ekolüne göre günlük hayatta ne kadar çok teknik araç kullanılırsa o kadar hızlı değişme meydana gelir. Değişmeyi hızlandıracak güç de devlettir. Tüm değişme çabalarının varacağı son nokta Batı uygarlığına herşeyimizle katılabilmektir. Taklitçi bir batıcılık yarar sağlamaz. Dikkat edilmesi gereken nokta Türkiye'nin bağımsızlığını koruyarak Batının yerinde yer almaktır. Bağımsızlığını kaybetmiş Türkiye Batının ancak sömürgesi olabilir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ankara ekolü yeni disiplinleri; köy sosyolojisi, şehir ve endüstri sosyolojisi, ekonomik sosyolojini sistemli bir şekilde işlemiştir. Bu özellikler Ankara ekolünü İstanbul ekolünden ayırır. Köyün ciddi bir şekilde üniversiteye girmesi Ankara ekolüyle olmuştur. Köy konusunda amaç Batılılaşma yanında kırsal kesimin hızını tespit edip, uygulanabilecek teorilere ulaşmaktır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ankara Ekolünün Türk Sosyolojisine getirdiği konuların başında şehir ve endüstri sosyolojileri vardır. Ekol, şehirleşme hızının batılılaşmaktaki etkisini araştırır. Köylerden göç eden kitlelerin toplumsal değişimde rolü iki yönlüdür; sanayileşme ve şehirleşme. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sanayileşen Türkiye'de köylüler işçi sınıfına dönüşür. Ankara ekolünü İstanbul'dan ayıran bir diğer özelliği ekonomi sosyolojisine verdiği önemdir. Ankara ekolüne göre toplumdaki değişimin ekonomik yapı ile doğrudan bağıntısı vardır. Eğer geri kalmışsak, gelenekçi bir yaşam tarzı benimsiyorsak nedeni ekonomik yapımızdan kaynaklanmaktadır. Küçük el sanatları ve aile işletmeleri gericiliğin temelidir. Şehirleşerek büyük sanayiye ulaşmamız gerekir. Böylece aktif yenilikçi bir toplum doğacaktır. Toplumdaki her kurumun, her olayın her geleneğin bir görevi vardır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolü gelenekçi sosyoloji ekolünün devamıdır. Ele aldığı konalar Türk Sosyolojisiyle aynıdır. Yeni bir iddiası yoktur. Ankara ekolü gibi büyük umutlar taşımaz. Oysa Ankara ekolü yeni bir sosyoloji anlayışıyla ortaya çıkmıştır. Amerikan sosyolojisi, ele aldığı konular sistemli bir amaca hizmet eder: Toplumun ilerlemesi için uygun formüller hazırlamak, böylece hem geri kalmışlıktan kurtulunacak ve Batıyla tamamen bütünleşilecektir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolü materyalist ve determinist bilim anlayışının yanında milliyetçilik duygularına da yer verir. Geleneksel sosyolojimiz içersinde özellikle felsefi konulara, Türk düşünce tarihine, hukuk sosyolojisine ve daha pekçok konuya yer verir. Bunların yanında İslam Felsefesi, Din sosyolojisi, Ekonomik düşünce tarihi, Aile sosyolojisi, İşçi sorunları ve sendikacılık, ırkçılık, Halk edebiyatı gibi konularda yazılar yazmışlardır.</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 327246, member: 10904"] [B][COLOR="red"]İSTANBUL EKOLÜNÜN SOSYOLOJİ ANLAYIŞI[/COLOR] Ekol, ele aldığı konunun tarihi gelişim seyrini, ele aldığı konu ile birlikte aktarmasıdır. Toplumsal olaylar iki yoldan incelenebilir. [INDENT]a) Doğrudan doğruya gözleyebileceğimiz ve tekrarlanan değişmeler b) Detaylı gözlemle kavradığımız ve tekrar edilemeyen değişmeler. [/INDENT] Ekole göre en geniş içtimai zümre sınıftır ve en büyük içtimai münasebetler, sınıf münasebetleri ve sınıf tezatlarıdır. Sosyologlar toplumsal ilişkiler sahasını oluş sırasında kavrayacak ve canlı olayları tespit ederek toplumun yapısına nüfuz edecektir. Daha sonra bu izlenimlerini istatistik, tarih gibi bilimler yardımıyla açıklayacaktır. İnsan varlığı sosyal bilimlerin ortak konusu olarak ele alınır. Sosyolojinin iki önemli konusu hukuk ve iktisat sosyolojisiyle meşgul olmuşlardır. Bu konuda makaleler kaleme almışlardır. Gerek İstanbul ekolü gerekse Ankara ekolü sanat ve edebiyat sosyolojisiyle yakından ilgilenmişlerdir. İstanbul ekolüne göre roman aracılığıyla toplumların ve sınıfların hakim değerlerini saptamak mümkündür. İstanbul ekolüne göre dünyada tek bir medeniyet vardı. O da garp medeniyetidir. Bu manada garplılaşmak demek kapalı medeniyetten açık medeniyete geçmek demektir. Rasyonel düşünce, ilik ve felsefe bu medeniyetin eseridir. Ekol, herşeyimizle Batılı olmamız gereğini savunur. İstanbul ekolünün yakından takip ettiği konulardan biri de din sosyolojisidir. Ekol, tek tanrılı dinlerin, eski dinlerin izlerini taşıdığı ve idin bir tekamül çizgisi izleyerek gittikçe mükemmelleştiği fikrindedir. Ekol, İslamiyet'te eski dinlerin izlerini arar. Ekol, daha çok gelişebilmemiz ve daha çabuk Batılılaşmamız için liberalizm yerine iktisadi devletçiliğin yararlı olacağını ve bu nedenle T.C'nin devletçiliği benimsediği görüşündedir. [COLOR="red"]GENEL DEĞERLENDİRME[/COLOR] 1940'ların sosyolojisi aslında dergiler etrafında şekillenir. Örneğin Fındıklıoğlu'nun çıkardığı İş Dergisi Alman ağırlıklı fikirleri tanıtırken, idealizm eğilimleri taşıyan Mehmet İzzet'e geniş yer verir; Gökalp'i tanıtır. Alman sosyal bilimcilerin yazıları da yer alır. Sosyal Siyaset konularını ele alarak işler. Hilmi Ziya Ülken, İnsan Dergisi'ni yayımlar. Derginin amacı memleketi tanıma meselesine birinci dereceden ehemmiyet vermek ve Durkheim sosyolojisinden ziyade Sabahattin'inin ileri sürdükleri tecrübi sosyoloji yönünün tutulmasıdır. İstanbul ekolü, ders notları ile daha teorik sosyoloji konularını Sosyoloji Dergisi'nde yayımlar. Fındıklıoğlu, milliyetçilik duygularına hitap eden yazılarına Çığır Dergisi'nde yer verirken, Ülkü'de de yazar. Ayrıca İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi'nde de yayın hayatına devam eder. Ankara ekolüne gelince, A.Ü.D.T.C.F. Dergisi ve Yurt ve Dünya Dergisi ekolün görüşlerini açıklamakta kullandığı dergilerdir. Toplumda tek konuyu ele alarak durum tespitinde bulunmuş ve olayları irdeleme yolunu seçmiştir. Bu konların başında sosyal değişme, Batılılaşma, ekonomi sosyolojisi, köy sorunu, gençlik, ırkçılık, aile sosyolojisi konularını sayabiliriz. Ama ekol, sosyal değişme ve sosyal değişmeyle Batılılaşmak konusunda yoğunlaşmışlardır. Ankara ekolüne göre günlük hayatta ne kadar çok teknik araç kullanılırsa o kadar hızlı değişme meydana gelir. Değişmeyi hızlandıracak güç de devlettir. Tüm değişme çabalarının varacağı son nokta Batı uygarlığına herşeyimizle katılabilmektir. Taklitçi bir batıcılık yarar sağlamaz. Dikkat edilmesi gereken nokta Türkiye'nin bağımsızlığını koruyarak Batının yerinde yer almaktır. Bağımsızlığını kaybetmiş Türkiye Batının ancak sömürgesi olabilir. Ankara ekolü yeni disiplinleri; köy sosyolojisi, şehir ve endüstri sosyolojisi, ekonomik sosyolojini sistemli bir şekilde işlemiştir. Bu özellikler Ankara ekolünü İstanbul ekolünden ayırır. Köyün ciddi bir şekilde üniversiteye girmesi Ankara ekolüyle olmuştur. Köy konusunda amaç Batılılaşma yanında kırsal kesimin hızını tespit edip, uygulanabilecek teorilere ulaşmaktır. Ankara Ekolünün Türk Sosyolojisine getirdiği konuların başında şehir ve endüstri sosyolojileri vardır. Ekol, şehirleşme hızının batılılaşmaktaki etkisini araştırır. Köylerden göç eden kitlelerin toplumsal değişimde rolü iki yönlüdür; sanayileşme ve şehirleşme. Sanayileşen Türkiye'de köylüler işçi sınıfına dönüşür. Ankara ekolünü İstanbul'dan ayıran bir diğer özelliği ekonomi sosyolojisine verdiği önemdir. Ankara ekolüne göre toplumdaki değişimin ekonomik yapı ile doğrudan bağıntısı vardır. Eğer geri kalmışsak, gelenekçi bir yaşam tarzı benimsiyorsak nedeni ekonomik yapımızdan kaynaklanmaktadır. Küçük el sanatları ve aile işletmeleri gericiliğin temelidir. Şehirleşerek büyük sanayiye ulaşmamız gerekir. Böylece aktif yenilikçi bir toplum doğacaktır. Toplumdaki her kurumun, her olayın her geleneğin bir görevi vardır. İstanbul ekolü gelenekçi sosyoloji ekolünün devamıdır. Ele aldığı konalar Türk Sosyolojisiyle aynıdır. Yeni bir iddiası yoktur. Ankara ekolü gibi büyük umutlar taşımaz. Oysa Ankara ekolü yeni bir sosyoloji anlayışıyla ortaya çıkmıştır. Amerikan sosyolojisi, ele aldığı konular sistemli bir amaca hizmet eder: Toplumun ilerlemesi için uygun formüller hazırlamak, böylece hem geri kalmışlıktan kurtulunacak ve Batıyla tamamen bütünleşilecektir. İstanbul ekolü materyalist ve determinist bilim anlayışının yanında milliyetçilik duygularına da yer verir. Geleneksel sosyolojimiz içersinde özellikle felsefi konulara, Türk düşünce tarihine, hukuk sosyolojisine ve daha pekçok konuya yer verir. Bunların yanında İslam Felsefesi, Din sosyolojisi, Ekonomik düşünce tarihi, Aile sosyolojisi, İşçi sorunları ve sendikacılık, ırkçılık, Halk edebiyatı gibi konularda yazılar yazmışlardır.[/B] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Sosyoloji
Ankara ve İstanbul Ekolü
Top