Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Sosyoloji
Ankara ve İstanbul Ekolü
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 327245" data-attributes="member: 10904"><p><strong><span style="color: red">İSTANBUL EKOLÜ</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu ekol içinde Hilmi Ziya Ülken, Fahri Fındıkoğlu ve Nurettin Sazi Kösemihal bulunmaktadır. Fransız kaynaklı ve felsefi ağırlıklı olan bu ekol geleneksel sosyolojiyi devam ettirir. Toplumsal çıkarları, ülke gerçekleri ve pratik sorunların sosyolojik boyutu anları fazla ilgilendirmez. Tüm olayları batılı bir anlayışa göre değerlendirirler. İşledikleri konular ve aktardıkları teorilerin toplumla bağlantısı yoktur. Ekol, Ziya Gökalp'in etkisi altındadır. Fransız sosyolojisinden beslenir. Aynı zamanda bu ekolde Alman sosyolojisinin etkisi de hissedilir. Bu ekolün temsilcileri aynı sosyoloji anlayışına sahiptir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hilmi Ziya Ülken eklektik eğilimler taşırken, Marksizmi hatırlatmadan geçemez. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Fındıkoğlu da eklektik, fakat Alman sosyolojisinden kaynaklanan sosyal siyaset' anlayışını ülkemize aşımak ister. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kösemihal, Le Play devamcılarınca geliştirilen tecrübi sosyoloji anlayışının üniversitedeki temsilcisidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu üç temsilci sosyologtan çok felsefi ağırlıklı düşünceler ileriye süren filozof tipli bilim adamlarıdır. İstanbul ekolü bilimi tek yol, ilmihal, dogma, iman vs. olarak asla kabul etmez. Hilmi Ziya Ülken bu anlayışın felsefi boyutlarını Aşk Ahlakı' adını verdiği kavramla açıklar. Aşk Ahlakı ile metafizik boyuttan rasyonel zihniyete ulaşmak ister. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolü ile Ankara ekolü bilim anlayışı farklıdır. İstanbul ekolünün bilim anlayışı Ankara Ekolünden daha teorik ve felsefi içeriğe sahiptir. İstanbul ekolü demokratik yönetimde ilericiliğin ve gericiliğin belirleyicilerini de saptar. Buna göre modern demokrasi içtimai meseleye birinci dereceden önem vermeli, toprak ve işçi meselelerini halletmelidir. Bu meseleye karşı çare oluşturan görüşlere ve partilere ileri, bu meseleyi hiçe sayan içtimai görüşlere ve partilere gerici demişlerdir. Ekole göre demokratik cemiyetlerdeki hürlüğün gerçekleşebilmesi için toplumunu o siyasi partilere sahip bir parlâmento tarafından idare edilmesi gerekir. Bu partiler toplumsal sorunlar karşısındaki görüşlerini açıklamalıdır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ekole göre Tanzimat, kendisinden önceki nizamı beğenmeyen ve kurduğu nizamı görmek isteyen toplumsal hayatın her sahasında yeni bir düzenleme girişiminde bulunan bir dünya görüşüdür. Ekole göre Tanzimatla birlikte müslümanların hristiyanlara üstün olduğu görüşü de yok oluyor. Ekole göre aile hayatımızdan iktisadi hayatımıza kadar tüm toplumu sarsan; sosyal tabaka ve zümrelerin nizamlarını yitirmelerine yol açan Tanzimat iç şartlar kadar dış şartların zoruyla olmuştur. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Tanzimatla beraber fen ağırlıklı bilim dallarının yanında sosyal ağırlıklı bilimlerde ülkemizde ağırlığını hissettirmiştir. Gazeteler yayımlanmaya başlamış ve Türk fikir adamları bu gazeteler sayesinde fikirlerini yayarak, görüşlerini halk kesimlerine kadar ulaştırmışlardır. Ekole göre asıl siyasi felsefe Genç Türklerin hareketi, Ziya Gökalp'in içtimaiyat cereyanı ve Prens Sabahattin'in mesleki içtima' sı vasıtasıyla ülke sorunlarına eğilen toplumsal felsefe halini almıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul ekolünü, Ankara ekolünden ayıran en önemli özelliğinden bir tanesi köy sosyolojisine önem vermemiş olmasıdır. Üç hocanın birlikte kaleme aldıkları tek makale; Karataş Köyü monografisi, yüzeysel bir incelemedir. Ama buna karşın köy sosyolojisinin geçmişi hakkındaki en önemli makaleyi İstanbul ekolü yayımlamıştır. 1940'larda ve daha sonraları Ankara ekolüne karşı besledikleri sempati kaybolmaya başlamıştır. Buna göre Ankara Ekolü alt yapının süt yapıyı belirlediğini öne sürmektedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Batı konusu da iki ekolünde görüşleri paralellik gösterir. Batı ile evrensellik özdeştir. Dünyada geçerli olan tek medeniyet Batı medeniyetidir ve bizimde en kısa zamanda bu medeniyete katılmamız gerekir. Fransız Devrimi, evrimci bir gelişmenin ürünü sayan ekol, bizdeki Batılılaşmanın da evrimci bir yol izlemesi gerektiğini savunur. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstanbul Ekolü sosyalizm ile komünizmi kesin olarak ayırır: </strong></p><p><strong></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>- Sosyalizm, sanayileşmeye bağlı iktisadi düşünce tarzıdır.</p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>- Günümüzde Batı ülkelerinin sosyalizm anlayışı ile komünizm anlayışları kesin olarak ayrılmıştır.</p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>- Komünzm, çalışanların tüm haklarını ve özgürlüklerini elinden alarak onu köle gibi çalıştırırken; sosyalizm mülkiyette orta yol' anlayışı getirmiştir. </p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong>- Ülkemizde işçi sendikalarının kurulması gerekir, sendikaların gelişebilmesi için işçilerin, dış tesirlere kulak asmamaları, milli çıkarları korumaları, siyaset yapmamaları, kendi çıkarlarını savunmaları gerekir.</p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong></p><p></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 327245, member: 10904"] [B][COLOR="red"]İSTANBUL EKOLÜ[/COLOR] Bu ekol içinde Hilmi Ziya Ülken, Fahri Fındıkoğlu ve Nurettin Sazi Kösemihal bulunmaktadır. Fransız kaynaklı ve felsefi ağırlıklı olan bu ekol geleneksel sosyolojiyi devam ettirir. Toplumsal çıkarları, ülke gerçekleri ve pratik sorunların sosyolojik boyutu anları fazla ilgilendirmez. Tüm olayları batılı bir anlayışa göre değerlendirirler. İşledikleri konular ve aktardıkları teorilerin toplumla bağlantısı yoktur. Ekol, Ziya Gökalp'in etkisi altındadır. Fransız sosyolojisinden beslenir. Aynı zamanda bu ekolde Alman sosyolojisinin etkisi de hissedilir. Bu ekolün temsilcileri aynı sosyoloji anlayışına sahiptir. Hilmi Ziya Ülken eklektik eğilimler taşırken, Marksizmi hatırlatmadan geçemez. Fındıkoğlu da eklektik, fakat Alman sosyolojisinden kaynaklanan sosyal siyaset' anlayışını ülkemize aşımak ister. Kösemihal, Le Play devamcılarınca geliştirilen tecrübi sosyoloji anlayışının üniversitedeki temsilcisidir. Bu üç temsilci sosyologtan çok felsefi ağırlıklı düşünceler ileriye süren filozof tipli bilim adamlarıdır. İstanbul ekolü bilimi tek yol, ilmihal, dogma, iman vs. olarak asla kabul etmez. Hilmi Ziya Ülken bu anlayışın felsefi boyutlarını Aşk Ahlakı' adını verdiği kavramla açıklar. Aşk Ahlakı ile metafizik boyuttan rasyonel zihniyete ulaşmak ister. İstanbul ekolü ile Ankara ekolü bilim anlayışı farklıdır. İstanbul ekolünün bilim anlayışı Ankara Ekolünden daha teorik ve felsefi içeriğe sahiptir. İstanbul ekolü demokratik yönetimde ilericiliğin ve gericiliğin belirleyicilerini de saptar. Buna göre modern demokrasi içtimai meseleye birinci dereceden önem vermeli, toprak ve işçi meselelerini halletmelidir. Bu meseleye karşı çare oluşturan görüşlere ve partilere ileri, bu meseleyi hiçe sayan içtimai görüşlere ve partilere gerici demişlerdir. Ekole göre demokratik cemiyetlerdeki hürlüğün gerçekleşebilmesi için toplumunu o siyasi partilere sahip bir parlâmento tarafından idare edilmesi gerekir. Bu partiler toplumsal sorunlar karşısındaki görüşlerini açıklamalıdır. Ekole göre Tanzimat, kendisinden önceki nizamı beğenmeyen ve kurduğu nizamı görmek isteyen toplumsal hayatın her sahasında yeni bir düzenleme girişiminde bulunan bir dünya görüşüdür. Ekole göre Tanzimatla birlikte müslümanların hristiyanlara üstün olduğu görüşü de yok oluyor. Ekole göre aile hayatımızdan iktisadi hayatımıza kadar tüm toplumu sarsan; sosyal tabaka ve zümrelerin nizamlarını yitirmelerine yol açan Tanzimat iç şartlar kadar dış şartların zoruyla olmuştur. Tanzimatla beraber fen ağırlıklı bilim dallarının yanında sosyal ağırlıklı bilimlerde ülkemizde ağırlığını hissettirmiştir. Gazeteler yayımlanmaya başlamış ve Türk fikir adamları bu gazeteler sayesinde fikirlerini yayarak, görüşlerini halk kesimlerine kadar ulaştırmışlardır. Ekole göre asıl siyasi felsefe Genç Türklerin hareketi, Ziya Gökalp'in içtimaiyat cereyanı ve Prens Sabahattin'in mesleki içtima' sı vasıtasıyla ülke sorunlarına eğilen toplumsal felsefe halini almıştır. İstanbul ekolünü, Ankara ekolünden ayıran en önemli özelliğinden bir tanesi köy sosyolojisine önem vermemiş olmasıdır. Üç hocanın birlikte kaleme aldıkları tek makale; Karataş Köyü monografisi, yüzeysel bir incelemedir. Ama buna karşın köy sosyolojisinin geçmişi hakkındaki en önemli makaleyi İstanbul ekolü yayımlamıştır. 1940'larda ve daha sonraları Ankara ekolüne karşı besledikleri sempati kaybolmaya başlamıştır. Buna göre Ankara Ekolü alt yapının süt yapıyı belirlediğini öne sürmektedir. Batı konusu da iki ekolünde görüşleri paralellik gösterir. Batı ile evrensellik özdeştir. Dünyada geçerli olan tek medeniyet Batı medeniyetidir ve bizimde en kısa zamanda bu medeniyete katılmamız gerekir. Fransız Devrimi, evrimci bir gelişmenin ürünü sayan ekol, bizdeki Batılılaşmanın da evrimci bir yol izlemesi gerektiğini savunur. İstanbul Ekolü sosyalizm ile komünizmi kesin olarak ayırır: [INDENT]- Sosyalizm, sanayileşmeye bağlı iktisadi düşünce tarzıdır. - Günümüzde Batı ülkelerinin sosyalizm anlayışı ile komünizm anlayışları kesin olarak ayrılmıştır. - Komünzm, çalışanların tüm haklarını ve özgürlüklerini elinden alarak onu köle gibi çalıştırırken; sosyalizm mülkiyette orta yol' anlayışı getirmiştir. - Ülkemizde işçi sendikalarının kurulması gerekir, sendikaların gelişebilmesi için işçilerin, dış tesirlere kulak asmamaları, milli çıkarları korumaları, siyaset yapmamaları, kendi çıkarlarını savunmaları gerekir. [/INDENT][/B] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Sosyoloji
Ankara ve İstanbul Ekolü
Top