- Accept Kabul etmek, razı olmak.
- Access Erişmek, ulaşmak.
- Accessible to Ulaşılabilir, erişilebilir.
- Addition İlave, ek.
- Accommodate Misafir, konuk ağırlamak (put up).
- Accompany Eşlik etmek, arkadaşlık etmek (Escort) Beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek.
- Accomplish Başarmak (Achieve)
- Accumulate Birikmek, çoğaltmak / biriktirmek, yığmak.
- Accuracy Doğruluk, kesinlik.
- Abundance Bolluk, bereket.
- Accurately Doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (precisely, correy).
- Accuse Birini bir şeyle suçlamak, itham etmek.
- Achieve Başarmak, yerine getirmek.
- Acknowledge as Kabul etmek, olarak tanımak / Mektup, mesaj vb aldığını gönderen kişiye bildirmek.
- Acquainted with Aşina olmak, haberdar olmak (familiar with).
- Abandon Birini terk etmek (leave) / Bir şeyden vazgeçmek (give up).
- Abbreviate Kısaltmak, özetlemek / matematikte sadeleştirmek.
- Abolish Toplumdaki tabuları yıkmak, sona erdirmek (do away with).
- Abstain from Alkol, ilaç vb sakınmak/ uzak durmak (avoid from)
- Abundant Bol, bereketli.
- Acquisition Edinim.
- Activity Faaliyet, aktivite / Activist Bir fikrin aktif destekçisi (supporter).
- Adapt Bir şeye uyarlamak, uydurmak (adjust).
- Addict Bağımlı, tiryaki / drug addict eroin bağımlısı.
- Addiction to Bağımlılık, tiryakilik.
- Additionally Ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (furthermore, moreover).
- Adequately Yeterli bir şekilde (sufficiently).
- Adjust Uyarlamak (adapt) / alışmak (get used to).
- Adjustment Düzeltme, intibak, uyma
- Administer İdare etmek, yönetmek / (damardan ilaç vb vermek, sağlamak.
- Admire Hayran olmak.
- Admit Kabullenmek, itiraf etmek.
- Adopt Evlat edinmek (take up) / önlem, tedbir vb almak (adopt measure) / başkasına ait bir şeyi benimsemek (dil, din vb)
- Adore Çok sevmek, tapmak
- Adverse Zıt, kötü
- Advocate Savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)
- Affect Etkilemek (= influence)
- Aggravate Gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen)
- Aggressive Saldırgan
- Aid Yardım etmek (help)
- Alien (to) Yabancı
- Alongside Yanında, bitişiğinde.
- Alter Değiştirmek (= change)
- Alteration Değişiklik
- Amazing Şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing)
- Amend Değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi)
- Amendment Değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration)
- Amusing Eğlenceli, zevkli
- Announce Anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)
- Anticipate Ummak, beklemek
- Apologize Özür dilemek (apologize to someone for something)
- Appalling Korkunç (= dreadful, horrendous)
- Appointment Atama, tayin / randevu (rendezvous)
- Appreciate Takdir etmek, değerini bilmek / anlamak, farkına varmak
- Approach Zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye yaklaşmak / (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta bulunmak, ricada bulunmak
- Appropriately Uygun olarak (suitably)
- Approve of Onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek
- Arrange Düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb)
- Artefact İnsan eliyle yapılmış (sanat)
- Ascend Yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (go up / climb up)
- Ask for Ricada bulunmak, bir şey istemek
- Aspire Şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer)
- Assemble Bir araya getirmek, toplamak (gather) / monte etmek
- Assess Değerlendirmek (evaluate).
- Assign Atamak, tayin etmek, görevlendirmek (appoint).
- Assist somebody in something Birine bir konuda yardım etmek.
- Associate Zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak.
- Assume Elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek.
- Assure Birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek.
- Astonishment Şaşırtmak, şaşırmak (amazement, bewilderment)
- Attach İliştirmek, eklemek (enclose)
- Attack Saldırmak, saldırı.
- Attain Elde etmek, erişmek (gain, obtain).
- Attainment Ulaşmak, erişmek.
- Attend İştirak etmek, katılmak.
- Attribute Bir sebebe/nedene dayandırmak (base on/upon).
- Auditorium Dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm.
- Available Mevcut, var olan.
- Avert Olmasını önlemek / başka yöne çevirmek (trafik akışını vb),
- Avoidable Kaçınılabilir, engellenebilir.
- Award Ödül.
- Backward Geri kalmış̧, geriye doğru
- Badly in need of Bir şeye/birine çok muhtaç̧ olmak
- Barely Hemen hemen hiç, neredeyse hiç / güçlükle (hardly, scarcely)
- Bargain Pazarlık, anlaşma / pazarlık etmek / kelepir, ucuz eşya
- Barren Kurak, verimsiz (infertile, arid)
- Basic Temel (essential, fundamental)
- Bazaar Pazar (alışveriş yeri)
- Behave Davranmak
- Believe İnanmak
- Belongings Birinin kişisel eşyaları (possessions)
- Beloved Sevgili (hazret)
- Bitingly satirical Aşırı alaycı (insafsızca eleştirme)
- Bizarre Tuhaf
- Blanket Battaniye
- Blaze Ateş, (alev), yangın parlamak
- Bolt Fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak
- Branch Dal, branş
- Break off (Nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak
- Breed Hayvan için (doğurmak, yavrulamak), (hayvan yetiştirmek)
- Bribery Rüşvet, (offer bribes-rüşvet teklif etmek)