Çanakkale Savaşı'nın Sonuçları ve Millî Mücadele'ye Etkileri
Yrd. Doç. Dr. Cemal Avcı
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 30, Cilt: X, Kasım 1994, Çanakkale Zaferi'nin 80. Yıldönümü Özel Sayısı
Türk tarihinin altın sayfalarından biri Çanakkalede yazılmıştır. Burada gerçekleşen kara ve deniz muharebeleri ve Türk ordusunun kazandığı zafer, sadece Türkiyenin değil bütün dünyanın geleceğini değiştirmiştir.
Bu savaşta istiklâl ve vatan gibi yüce değerler uğruna mücadele veren Türkler, emperyalist emeller peşinde koşan İngilizler, Fransızlar ve bunların sürüklediği Avusturalya, Yeni Zelanda ve daha birçok sömürgeden gelen askerlerle boğuşmak zorunda kalmıştır.
General Robertsonun raporuna göre, İngilizlerin Çanakkaleye saldırmalarında üç amaçları vardı. Bunlardan birincisi Boğazlar yoluyla Rusyaya gidiş gelişi sağlamak, ikincisi Türkiyeyi barış yapmaya zorlamak, üçüncüsü ise Balkan devletlerini kendi yanlarına çekmek.1
Bu amaçlar ile Çanakkaleye saldıranlar karşılarında hiç ummadıkları bir kuvvet buldular. Bu kuvvet üstün silah ve bol mühimmatın ortaya çıkardığı bir kuvvet değildi. Bu kuvvet yurt savunması için canını seve seve vermeye hazır olan Türk insanının inancının kuvvetiydi. Saldırganlar bu kuvvet karşısında yenilgiyi kabul edip geri çekilmekten başka birşey yapamadılar.
Çanakkalede gerçekleşen Türk zaferi, İtilâf Devletlerinin hedeflerine ulaşmalarına engel olmuştur. Özellikle Boğazlardan Rusya ile irtibat kuramamaları Dünya ve Türkiye tarihinin topyekün değişmesine neden olmuştur. Rusyayı içinde bulunduğu sıkıntılı ortamdan bu yoldan gidecek yardım malzemeleriyle kurtarmayı amaçlayan harekatın başarısızlığı, Rusyada varolan sıkıntıların artmasına, ihtilâl hareketlerinin gelişmesine ve Çarlık yönetiminin çökerek bu ülkenin savaştan çekilmesine neden olmuştur.
Eğer Rusyaya düşünülen yardım ulaşmış ve bu şekilde ihtilâlin önüne geçilmiş olsaydı, savaş sırasında Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları uygulamak amacıyla Kuzeyden gelen Rus saldırısı devam edecekti. Bu durum, birkaç sene sonra ortaya çıkacak Millî Mücadele hareketinin önünde aşılması çok güç bir engel olarak kendini gösterecekti.
Çanakkale Zaferinin kazanılması sonucu Rusyanın ihtilal hareketleriyle çalkalanıp; gizli anlaşmaları açıklayıp savaştan çekilmesi yanında bir de İngiliz ve Fransızlarla giriştiği siyasal rejim mücadelesi vardır ki bu Millî Mücadelemiz için büyük şans olmuştur. Ülkesini işgalden kurtarmak için savaşan Türkiye ile yeni rejimini koruma mücadelesi veren Bolşevik Rusya aynı düşmanla savaşmak durumunda olduklarından birbirlerinin doğal müttefikleri olmuşlardır. Böylece Rusya bir düşman olmaktan çıkmış, hatta art niyetleri bulunsa bile Anadoludaki harekete silah, cephane ve para yardımlarında bulunmuştur. Bu yardımların menşei konusunda çeşitli görüşler olsa da sonuçta yardımlar Ruslar eliyle bize ulaşmıştır. İçinde bulunulan ortamın mecbur kıldığı bu dostluk savaş bitip de her ülke kendi seçimini özgürce yapabildiği zamana kadar sürmüştür.
Çanakkale Savaşında İngiliz ve Fransızların amaçlarından biri de Balkan Devletlerinin kendi yanlarında savaşa girmelerinin sağlanmasıydı. Türk zaferi bu plânı bozduğu için Balkan Devletleri üzerinde yeterince etkili olamadılar. Bulgaristanın İttifak Devletlerinin yanında savaşa girmesi, Yunanistanın o sıralarda güttüğü tarafsızlık politikasını devam ettirebilmesi Çanakkaledeki Türk Zaferinin bir sonucudur.
Çanakkale Zaferi bu nedenlerle Birinci Dünya Savaşının İngiliz ve Fransızlar lehine çok kısa bir zamanda sonuçlanmasına engel olarak savaşın takriben iki yıl uzamasını sağlamıştır. Bu şekilde Türk insanına hem kendine güvenini kazandırmış hem de ileride başlayacak Milli Mücadeleye uygun zemin hazırlamıştır.
Çanakkale Zaferi sadece bu sonuçlarla kalmamış, üstün niteliklerini burada sergileme fırsatı bulan Atatürkü ortaya çıkarmıştır.
Tevfik Bıyıklıoğlu, Mustafa Kemali anlatmadan Çanakkale izah olunamaz diyor ve şöyle devam ediyor:2 19. Tüm. K. Mustafa kemalin 25 Nisan 1919 sabahı ilerlemekte olan askerlerini geçerek Arıburnundan telaş ve heyecan içinde geri gelen 27. alayın 4. Bl. erlerini yere yatırıp ateş ettirmesi, arkasından 57. ve 27. alaylara yaptırdığı şiddetli taarruz, çıkarma gününde, Conkbayırı ve Boğazı kurtarmıştır. Anafartalar Komutanı Mustafa Kemalin 10 Ağustos sabahı yine Conk-bayırı almak için yaptırdığı süngü hücumu zaferi kati olarak Türk ordusuna kazandırmıştır.
Bir yabancı yazar da, Çanakkale Savaşında Atatürkün gösterdiği başarıları anlattıktan sonra şöyle diyor:3 Türkler kahraman peşinde koşan bir ırktır. Şimdi ortaya onları kurtaracak yeni bir kahraman çıkmıştı. Gerçi Mustafa Kemal, İstanbula dönüşte bir zafer alayı ile karşılanmış değildi. O zamana kadar pek kimsenin tanımadığı genç albayın basanlarına basında da pek yer verilmedi. Adı az anıldı, resmi az basıldı. Gelibolu Savaşı üzerine bir gazeteciye verdiği demecin yayınlanmasına da Enver Paşa engel oldu. Bununla birlikte ağızdan ağıza yayılan bütün efsaneler gibi onun da adı ve basanları halk arasında duyulmaya başlanmıştı. Korku nedir bilmeyen, ölüme şerbetli olduğu için vücuduna kurşun bile işlemeyen, başının üstünden İngiliz mermileri kuş gibi uçup giderken yaylım ateşleri arasında yürüyüp geçen Türk savaşçısı, masal gibi dillerde geziyordu.
Atatürk Anadoluya geçtiği günlerde her yerde Anafartalar Kahramanı olarak tanınıyordu. O zaten milli bir kahramandı. İngiliz ve Fransızlara Çanakkaleyi dar eden bu kahramanın bu devletleri ve onların piyonu Yunan ordusunu yine alt edeceğine güven tamdı.
Sonuç olarak; Çanakkale Savaşları, hem Rusyayı düşman olmaktan çıkarmak, hem Atatürkün milli bir kahraman olarak ortaya çıkmasını sağlamak, hem de düşmanların yenilmez olmadığını ispatlayıp özgüveni artırmak yönlerinden Millî Mücadelenin başarıya ulaşmasında en önemli faktörlerden biri olmuştur.